Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

75 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bu kitap bence kendini sevilmeye değer görmeyen birinin gerçekten de bir ilişki yaşayamacayacağını anlatıyor. Bu kitap bir aşk kitabı değil benim gözümde. Çünkü kadın hasta. -SPOILER İÇERİR- Kadın, erkeğin kendini sevebileceğine o kadar inanmadı ki bir ilişki yaşayamadılar ve onu terk edecek korkusuyla ölümüne sebep oldu. Çok canice. Ama yine de güzeldi ben beğendim. 30 yaşlarındaki bir kadın sürekli olarak 22 yaşındaki genç bir erkekle karşılaşmaktadır. Genç erkeğin en çok siyah gözleri dikkatini çeker. Bu delikanlıdan hem çok etkilenir hem de yaşı büyük ve dul bir kadın olduğu için ona yaklaşmak istemez. Bütün bunlara rağmen onu düşünmeden edemez ve ona karşı hisleri vardır. Genç delikanlı da ona karşı boş değildir. Bir gün yine karşılaştılarında delikanlı onunla konuşmak ister. Bundan sonra görüşmek istediğini belirtir. Ama kadın bunu doğru bulmaz. Çünkü hem duldur hem yaşça büyüktür hem de genç için bir heves olduğunu düşünür. Bu nedenle onu reddeder. Erkek ise eğer gönlü yoksa neden ona hep öyle baktığını, neden gülümsediğini sorar. Ve bu duruma çok üzülür. Kadın durumu ona açıklar kendisini bir heves olarak gördüğünü düşündüğünü belirtir. Erkek durumu kabul eder ve oradan uzaklaşır. Bir süre sonra tekrar karşılaşırlar ve erkek ona bir mektup verir. Mektupta istediği gibi ondan uzak duracağını hatta bir süre halasının yanına gideceğini söyler. Kadın bu duruma çok üzülür ama yine de doğru olanın bu olduğunu düşünür. Biraz zaman geçtikten sonra erkek döner ve yine karşılaşırlar. Erkek bie mektup daha yazmıştır, kadına verir. Ayrıca erkek üzgün görünüyordur. Kadın mektubu okuduğunda yine onu suçladığını görür. Eğer onunla olmak istemiyorsa neden ona öyle baktığını, güldüğünü sorar. Kendisinin kötü bir niyeti olmadığını görüşmek, arada gezmek istediğini söyler. Kadın ise bundan çekinir çünkü ilişkiler ufak görüşmelerle başlamaz mı? Yine de delikanlı ısrar edip onu sevdiğini sürekli dile getirince kadın görüşmeyi kabul eder ve ertesi gün buluşurlar. Gezerken delikanlı başta reddedilince çok üzüldüğünü, onu gerçekten sevmediğini düşündüğünü söyler. Kadın ise eğer hissiz olsaydı buluşmaya gelmezdim der. Delikanlı ise beni seviyorsun yani diye sorar ama genç kadın bunun cevabını vermek istemez. Delikanlı onunla evlenmek istediğini dile getirir. Ama kadın buna sıcak bakmaz. Çünkü kendisi yaşça büyük ve duldur. Ya delikanlı bir gün kendisinden sıkılırsa? Ya genç bir kızla olmak isterse? Ya ailesi ve çevresi ne der? Bütün bu sorular beyninde dolaşır ama bu siyah gözlerden de çok etkilenmektedir. Daha sonra buluşmak için sözleşip evlere dağılırlar. Ama kadının zihninden bu düşünceler bir türlü çıkmaz. Kendiyle hesaplaşıp durur. Delikanlının bir gün genç bir kızla karşılaştığında ona gülümsediği aklına gelir. Ya bir gün o kızla olmak isterse? Ya şimdiden aralarında bir şey varsa? Bu düşünceler içinde uykuya dalar, uyandığında biraz dolaşmak için dışarı çıkar. Dışarda delikanlıyla karşılaşır. Delikanlı gece onun evinin önüne geleceğini söyler. Kadın bütün düşüncelerine rağmen bir şey diyemez. Gece olup delikanlı geldiğinde onu evine alır ve uzun uzun sohbet ederler. Yine de biri görürse kaygısı hep vardır. Bu günden sonra görüşmeleri sıklaşır ama kadının kafasındaki düşünceler bir türlü gitmez. Bir gün vapurun orada delikanlının bir genç kızla konuştuğunu görür. Ona kim olduğunu sorduğunda ise kuzeni olduğunu söyler ama kadın buna inanmaz. Sanki eskisi gibi onu sevmiyordur, eskisi gibi evlilik lafını da açmıyordur. Sürecin böyle nasıl devam edeceğini kadın dile getirir erkek bir şey demez. Kadın da haklı olduğunu sevgisinin bittiğini söyler ama delikanlı onu terk etmeyi hiç düşünmediğini söyler. Ama kadının bu hâllerinden sıkılmıştır. Kadın bahçede delikanlıyı görür, delikanlı bir mektup okumaktadır. Acaba mektup o genç kızdan mı gelmektedir? Kadın bunu düşünür durur ve delikanlıyı takip etmeye başlar. Bunu bir alışkanlık hâline getirir, delikanlıyı sürekli takip etmeye başlar. Bir gün yanında genç bir kız görür, konuşuyorlardır. Kız yere düşen beyaz bir şeyi alır. Kadın onların mektuplaştıklarını, yerden mektup aldığını düşünür. Eve gelir, çok kötüdür. Aldatılıyorsa ne yapacaktır? Belki de ölmelidir. Yaşamanın ne anlamı vardır? Birden düşer bayılır, uyandığında yanında evdeki yardımcılar vardır. Hâli çok kötüdür. O gece bu olanları delikanlıya da anlatır, ona nefretini kusar. Delikanlı çok şaşırır ve bu kadar kıskançlığın normal olmadığını bitmesi gerektiğini söyler. Kadın bunları duyunca daha kötü olur ve gitmemesi için ona yalvarır. Onu sevdiğini ondan böyle olduğunu söyler. Delikanlı artık kendisine güvenirse kalacağını söyler, kadın kabul eder ama bu pek de mümkün olmayacaktır. Kadının zihninde sürekli aldatıldığı düşüncesi vardır. Delikanlıyla buluştuğu bir gün delikanlı onun dizlerine yatmıştı. Birazdan ayrılacaklardı. Ama kadın onu bırakmak istemiyordu çünkü oradan genç kızın yanına gideceğini düşünüyordu. İçinden bir ses delikanlıyı öldürmesini söylüyordu böylece sadece onun olurdu. Bu düşünce kafasına iyice yattı ve delikanlıyı boğdu. Ona sarılmaya devam etti ve delikanlının giderek soğuduğunu fark etti. Onu görenler delikanlıya nasıl sarıldığını da görüyordu. Delikanlı ölmüştü, kadın ise akıl hastanesine kapatıldı.
Siyah Gözler
Siyah GözlerCemil Süleyman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,298 okunma
·
314 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.