Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
"Limon Çiçeği" önce ismiyle cezbetti beni. Mustafa Ceceli'nin "Havalansa yine zil çalan eteklerin, gelip otursa gözlerime gözbebeklerin öperken içsem ağzının çiçek balını , günahını boynuma seni koynuma alsam. Hem zehrim hem şehrim limon çiçeklerim olsan." sözleri kulağıma çalındı. Yazara da Masa Dergisi'nden aşinayım. Kitabın fotoğrafını yazara gönderdiğimde " Kitabın baskısı yok, nasıl bulduğunuza şaşırdım." karşılığı gelince ben de şaşırdım. Şunu söylemeliyim, arada kalsam da keyifli bir deneyimdi. Hicran, Yaşamak Dergisi'nde yazar. Derginin patronu Serdar'ın "İstanbul'la ilgili yazılarınız için fotoğrafçı arkadaşım Ozan gelecek." dedikten sonra başlıyor asıl hikâye. Aslında kitap Ozan'ın Hicran'ı terk etmesiyle başlıyor. Hem de hiçbir açıklama yapma gereği duymadan. Şunu fark ettim. İnsan birini sevince, yakın çevresinin gördüklerine kör oluyor. Telefonlara, mesajlara cevap gelmediğinde veya geç dönüş yapıldığında "Ya işi varsa?" Başkalarına vakti var ama! Sana vermediği kıymeti başkalarına çok rahat veriyor ama! İnsan başkalarını kırmamak için verdiği mücadeleyi görünce sahiden kırılıyor, paramparça oluyor. Eksik olan ne? Onda olup da ben de olmayan ne? sorgulamaları bitmiyor ve bu insanın kendisine yaptığı en büyük haksızlık. Fakat aşkın öyle bir ayrıştırması yok, en çok sevene değil de en çok, en çok ımmm... buluyor işte ne bileyim. Hicran, ayrılık sonrası dergide öyle ağır, anlamı derin yazılar yazıyor ki, bu şekilde tüketmeye çalışıyor aşkını. Okurken, bu kadar büyük sözler, anlamlı ya da anlamsız yakıştırmalar yapan bir adam neden gitmeyi seçer ki? diye düşündüm. Hatta Ozan'ın hasta olabileceği ve kızcağızı üzmemek için uzaklaşmayı tercih ettiğini düşündüm. Çok iyimsermişim, bizi daha çok üzerler. Her ne kadar arkadaşları Hicran'ı toparlamayı çalışsa da başarıya ulaşamıyorlar. Çünkü Hicran, gitmeye karar veriyor. Mersin'in bir köyünde limon yetiştiriciliğine başlıyor. Kendine yeni bir düzen, yeni bir ruh hali giydirmeye çalışıyor. Ta ki bir gün Hande isimli bir kadın arayıp limon bahçesiyle alakalı çekim yapmak istediklerini söyleyene kadar. Sonrası hem Hicran için hem de okuyucu için sürpriz.. Öyle bir sürpriz ki. Okurken tahmin etseniz de "Hayır, lütfen öyle olmasın diyorsunuz. Fakat ikinci yıkımı haklı çıktığınızda yaşıyorsunuz. Yani, Limon Çiçekleri kapağı kadar tatlı şarkısı kadar ferah bir his bırakmadı. Ne yazık ki. Duygusal yazılardan hoşlanmıyor iseniz, okumayabilirsiniz. Zira bazı yerleri bunaltabiliyor. Ben sevdim bu kitabı, evet evet sevdim. Canan TAN'ın Yüreğim Seni Çok Sevdi'sini üç mü okudum, dört mü bilemiyorum. Storytelde'de dinlemişliğim var. Aklıma düştüğünde Limon Çiçeği'ne de uğrarım.
Limon Çiçeği
Limon ÇiçeğiBetül Şükür · P Kitap Yayıncılık · 201562 okunma
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.