Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

44 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Nejdet Sançar - Hasan Ali ile Hesaplaşma
Kitap, Hasan Ali Yücel'in Irkçılık-Turancılık Davası görülürken başta Hüseyin Nihal Atsız ve öz kardeşi Nejdet Sançar olmak üzere dönemin Türkçülerini hedef haline getiren asılsız iftiralarını konu ediniyor. Nejdet Hoca, Hasan Ali Yücel'in Milliyetçi kanada attığı çamuru, adeta kürekle bu solda sıfırın suratına suratına geri çarpıyor. Şahsi çıkar ve ihtiraslarını her şeyin üstünde tutan bu zatın desteksiz salladığı yalanlar, maddeler halinde çeşitli belge ve mektuplarla teker teker çürütülüyor. Bahsi geçen dönemin -ne yazık ki- Milli Eğitim Bakanı olan Yücel, sadece davanın sanıklarıyla kalmıyor, Atsız ve Sançar beylerin aile bireylerini de işin içine dahil edip bu insanları öğretmenlik mesleğinden ederek ne kadar alçak bir karaktere sahip olduğunu tescilliyor. Bu haysiyet yoksunu şahısla aynı ismi taşıdığım için büyük bir esef duyuyorum. Eserdeki en önemli ve örnek alınması gereken kısmın dalkavukluk hakkındaki şu bölüm olduğunu düşünüyorum: "Benim öyle bir cümleyi gerçekten kullanabilmem için korkak veya dalkavuk olmam lazımdır. Halbuki Hasan Âli, daha 1939'da Sivas Öğretmen Okulunun müdür odasında benden yediği manevi sillelerle benim bu karakterde bir insan olmadığımı görmüş ve anlamıştı. Ben eğer korkak ve dalkavuk bir insan olsaydım, sırtında vekillik elbisesi bulunan bir haşmetli ile o derece sert bir münakaşaya cesaret edebilir miydim? Ben, bu karakterimi askeri mahkeme karşısında bile değiştirmedim. Mevkuf olduğumuz ve türlü tehlikelerle karşı karşıya bulunduğumuz o kara günlerde, askeri mahkemenin o Türkçülük düşmanı savcısı ile hemen her oturumda nasıl pençeleştiğimi arkadaşlarım da, duruşmaları takip edenler de bilirler." Nejdet Sançar’ın müdafaanamede alay olarak kullandığı bir yakıştırma üzerine (Yücel'in Turan ile alakalı bir şiirine Nejdet Bey, 'manalı ve kıymetli' yakıştırması yaparak kendisini Turancılıkla suçlayan zatla istihza ediyor) Sançar Hoca'yı dalkavuklukla itham eden Yücel'e, Nejdet Sançar'ın cevabı sadece Yücel'e değil, o dönemin Türkçülerini kendine hasım belleyen tüm alçaklara verilmiş, hesaplaşma yalnız Yücel ile değil, bütün Türkçülük düşmanlarıyla yapılmıştır. İşte bizler de karşımızdakilerin mevkisi, makamı ne olursa olsun sinmeyecek, yılmayacak, korkmayacağız. Düşünce özgürlüğü uğruna lağımlıklara, tabutluklara atılan yolbaşçılarımızın kemiklerini sızlatmayacağız! Onca çekilen çileden sonra bu fikir savaşının galibi her dönem olduğu gibi yine Türkçüler olmuş, Sovyetler Birliği’nin av köpekliğini üstlenen komünistler, tarihin yargısına av olmaktan kurtulamamıştır. Biz Türkçüler, her davadan çıktığımız gibi bu davadan da omurgamızı kaybetmeden ak alın ve dik bir başla çıkarken, bizi karşısına alma gafletinde bulunanlar, attıkları yalan ve iftiralarla namussuzluk batağına batmış, tıpkı hayalini kurdukları Sovyetler gibi dağılmıştır. İncelemenin sonuna gelirken kitaptaki son paragrafla okuyuculara veda etmek istiyorum. Bu son paragraf, bahsi geçen hesaplaşmanın bitiş düdüğüdür. Bu bitiş; bozkurtların dirilişi, dönemin hükümet yalakalarının ise yok oluşudur. Günümüzde bu dalkavuklar çok başka fikir ve hükümetle tekrardan hortlasalar da sonları yine aynı olacaktır. Bilirsiniz, köpeklerin ömrü az olur. "Hasan Âli, artık bu memleket için sadece bir siyasi mevtadır. Kendisine 'nâçiz sıfır' diye bir rütbe vermek istemişse de, hakikatte tahtessıfır olduğu bile şüpheli olan bu solda sıfır, artık bunu idrak etmeli ve onun için de bu dünyadan göçünceye kadar bir köşede sessiz sedasız oturup kendisini unutturmaya çalışmalıdır."
Hasan Ali ile Hesaplaşma
Hasan Ali ile HesaplaşmaNejdet Sançar · Aylı Kurt Yayınları · 194720 okunma
·
87 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.