Bugün 1 Mayıs.
Bizi öldüren, sakat bırakan, işsiz bırakan, iş bulabilsek de uzun çalışma saatleriyle kölelik ücretiyle çalıştıran, sevdiklerimize vakit ayırmamıza engel olan, insanın bizatihi insan olarak yapması gerekenleri, sosyalleşmesini engelleyen, kendine yetenek edinmesini imkânsız hâle getiren bir sistem içinde yaşıyoruz. Bu sistemin adı çekinmeden söylenmelidir: kapitalizm. Bu sistem birçok şekilde tezahür edebilir. Sözde demokratik bir rejim, faşizan eğilimleri barındıran bir rejim veya direkt olarak faşist bir rejim olarak tanımlanan rejimler, kapitalizmin kendini somut durumun yarattığı türlü koşullara göre yapılandırması amacını taşır. Elbette bu rejimler içerisinde en yaşanılabilir olanı tercih edilmelidir, ancak dikkat edilmesi gereken bir şey vardır: rejimler çok kırılgandır, dönüşür, başka bir hâl alır. Çoğunlukla bu kapitalizmin kendisini restore etmesi için rejimlere olduğundan büyük bir önem atfedilmesinden geçer. Bir rejimin değişmesiyle, halkın çok önemli bir zafer elde ettiğini zannetmesi, bu sistemin olmazsa olmazıdır. Bugün Türkiye'de uzun süredir siyasal İslamcı bir iktidar tarafından yönetiliyor olmamız ve halkın tek sorunu rejim sorunuymuş gibi görüp tek bir şahsa karşı kinlenmesi bugün yetersizdir. Amasız fakatsız, saray rejimiymiş, AKP iktidarıymış, şuymuş, buymuş demeden kapitalizmi yıkmak; yerini ise en güzeliyle, en iyisiyle, en adaletlisiyle, emekçilerin iktidarıyla taçlandırmak en büyük görevimizdir. Bu görevimizden saptığımız her an bizi geriye götürür, gerçeği gizler. Biliyoruz ki Türkiye emekçileri bu iktidarı yıkacağı gibi, bu rejimi değiştireceği gibi, bu sistemi de değiştirecektir. Bu yolda hepimize bunun en kısa sürede olması için mücadele etmek düşer.
Bugün 1 Mayıs ve biz devrimi istiyoruz. İstemekle kalmıyor, bunu ufukta görüyoruz.
Çark dönecek, çekiç vuracak; sosyalist iktidar kurulacak.
Yaşasın devrim ve sosyalizm, yaşasın Türkiye emekçilerinin devrimci mücadelesi!
·
220 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.