Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

BUNLARI BILIYOR MUYDUNUZ ? CAHİT SITKI Küçükken yaramazlık yaptığı için babası tarafından pencereden aşağı sarkıtılmıştır. O günden sonra ölümden korkmuş ve eserlerinde hep “ölüm” temasını işlemiştir. NAZIM HİKMET Nazım Hikmet’in en değişik özelliği devamlı beyaz pantolon giymesiydi. İlham geldiğinde aklındaki sözleri hemen beyaz pantolonuna not
··1 alıntı·
6,1bin görüntüleme
m okurunun profil resmi
Ben de bildiğim yazarlar hakkında bazı bilgiler vermek isterim. Oğuz Atay- Tutunamayanlar Oğuz Atay'ın ''Tutunamayanlar'' romanını Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam romanındaki bir pasajdan etkilenerek yazmış ve ''Tutunamayanlar'' romanını o dönem yayıncılık yapan Yusuf Atılgan'a ''ilginizi umarak'' notuyla göndermiş, ancak Yusuf Atılgan'dan hiçbir karşılık bulamamıştır. Divan Şairi Nâbî isminin anlamı Farsçada ''nâ'' ve ''bî'' olumsuzluk anlamı veren ön eklerin birleşmesiyle oluşan ''Nâbî'' mahlasının ''yok yok'' yani ''her şey var'' anlamında kullanılmıştır. Bende yok sabr u sükun sende vefâdan zerre İki yokdan ne çıkar fikr idelüm bir kerre (Nâbî) (Bende sabır ve sukün, sende de vefanın zerresi yok. iki yoktan ne çıkar düşünelim bir kere) Halide Edip Adıvar'ın Soyismini Halide Edip Soyadı Kanununa karşı çıkarak herhangi bir soyadı almak istemedi, baskılara daha fazla direnemeyince tepki olarak ''zaten bir adı var'' anlamındaki ''Adıvar'' soyadını aldı. Cengiz Aytmatov Cengiz Aytmatov, bir gece evinden alınarak tutuklanan ve kurşuna dizilen babasının öldüğünü 18 yıl sonra 1956 yılında bulunan toplu mezar açılmasıyla öğrendi. 14 yaşındayken okuma yazma bilmesi gerekçesiyle cepheden gelen ölüm haberlerini ailelere vermekle görevlendirildi. Ayrıcı birçok eser bırakmış olmasına rağmen kendisinin kağıda karşı yüksek derecede alerjisi vardır. Cahit Sıktı Tarancı ''Her mihnet kabulüm yeter ki gün eksilmesin penceremden'' diyecek kadar hayata bağlı olan Cahit Sıtkı, bu dizeleri yazdıktan yaklaşık bir yıl sonra bir gün evinde bir kriz geçirerek felç olur ve hayatının 3 yılını felçli olarak yaşar. Türkçeyi en güzel kullanan şair 46 yaşında ''Anne, Allah'' kelimelerinden başka bir şey diyememiştir. Yaşar Kemal'in İsmi ''İnsanlara yalan söyledim, adımı değiştirerek kendimi sakladım. Yaşamımda bunun kadar ağırıma giden bir şey olmadı. Benim Kemal Sadık Gökçeli olduğumu bir Abidin Dino bir Arif Dino bir de romancı arkadaşım Orhan Kemal biliyordu. Ortaokuldaki Türkçe öğretmenimle karşılaştım bir gün Adana'da. 'Yahu Kemal! Çok iyi bir yazar var Cumhuriyet'te, kimdir acaba? dedi bana. Yaşar Kemal'i övdü. Ona bile o yazarın ben olduğumu söyleyemedim.'' Mehmet Akif Ersoy ''Korkma'' diye başlanan marşımızı Mehmet Akif şöyle açıklar: ''Boş odaya girdiğimde benim bugünkü sıkışıklığımda bir Müslüman daha yaşadı mı diye düşündüm. Ülkenin her yanı düşmanla boğuşuyor diye düşünürken Peygamber Efendimizin Mekke'den Mediye'ye yanında sadece Hz. Ebubekir ile Hicret'ini hatırladım. Ebu Cehil'in yanında binlerce insan vardı. Mağaraya sığındıklarında Ebubekir'in endişelendiğini fark edince ''Korkma, üzülme Ebubekir. Allah bizimledir'' deyişini hatırladığım zaman Peygamberimizin daha büyük zorlukta teslim olmayışını aklıma geldi ve böylece ilk mısrayı yazdım'' Recaiza Mahmut Ekrem'in Trajik Hayatı Kızı Piraye'yi doğduktan kısa süre sonra kaybetti. Bakıcısının dikkatsizliği sonucu bir buçuk yaşında yatağa mahkûm olan oğlu Emced 20 yıllık yaşamı boyunca hiç konuşamadan gözlerinin önünde eriyip gitti. Oğlu Nijad, hareketli ve hep güler yüzlü, edebiyata meraklı, çok iyi resim yapan Nijad'a tutkundu. Ona ayrı bir sevgisi vardı. Nijad'ında yakalandığı amansız hastalıktan sonra kurtulamayıp ölünce hayata küstü; bir türlü toparlanamadı ve Büyükada'ya sığındı. Oğlu Nijad için yazdığı şiirlerden bir tanesi: Rûha verdikçe peyâm-ı hasretin her bir sehâb Câna geldikçe temâşâ-yı ufuktan piç-ü-tâb İhtizaz eyler çemen... İzhâr eder bin ıztırab Hem tabiat münfail hicrinle... Hem gönlüm harâb Geldi amma neyleyim sensiz baharın şevki yok (Her bir bulut hasretinin haberini verdikçe Ufku izlerken bile içime bir sıkıntı gelir Çimen titrer bin ıstırap verir gönlüme Tabiat ayrılığınla küskün, benim gönlüm ise harap Geldi amma neyleyim sensiz baharın şevki yok) Recaizade Mahmud Ekrem- Şevki Yok
Seyyid okurunun profil resmi
Nazım Hikmet Yahya Kemal'e; hocam olarak girdiğin eve babam olarak çıkmana izin vermeyeceğim demişti. Geçen sene Van yüzüncüyıl üniversitesinde katıldığım bir programda bir profesör anlatıyordu. Kaynağa ulaştığımda bırakırım.
Ecmel Verâ⚘︎ okurunun profil resmi
Cemal Süreya, sevdiği kadın ile iddiaya giriyor ve kadın, "kazandığımda soyadındaki bir Y'i sileceksin" diyor. Tabii kazanmış ve sonuç sildirmiş, ben böyle biliyorum. Aslı nedu¿🤷🏻‍♀
Sinemis okurunun profil resmi
Ne kadar güzel bir paylaşım olmuş,böyle.😊Ben de Cemal Süreya kısmına açıklık getireyim.Cemal Süreya ise "y"harfini şöyle kaybeder:Hafızasına çok güvenen Cemal Süreya telefon numaralarını kaydetmezmiş.İddiaya girmeyi çok seven şairimiz arkadaşıyla bir telefon numarası üzerine iddiaya girer.Telefonun sahibi ise Üvercinka (Güvercin kanadından kısaltma yapılmıştır) adlı kişinin telefonudur. Kaybederse soyadındaki “y” harfinden birini sildireceğini söylemiş. İddiayı kaybetmiş ve Süreyya olan soyadını Süreya olarak değiştirmiş."Süreya" soyadı ilk kez 1956 yılında yayımlanan “Elma" şiirinde görüldü." Bununla ilgili bir diğer gerçek olmayan rivayet de şu şekildedir: Cemal Süreya ve Sezai Karakoç üniversitede sınıf arkadaşıdır ve sınıflarında 'Muazzez Akkaya' isminde bir de kız varmış. İkisi de bu kızı gizliden gizliye severlermiş. Sınıfta gün boyu aynı kıza duydukları ilgiyi birbirlerine anlatırlarmış. Hatta Muazzez'e yazdıkları şiirleri birbirlerine okurlarmış. Sonra bu aşk, zamanla kızışmış ve birbirlerine 'ben elde ederim, sen edersin' derken 'kim elde edecek?' diye iddiaya tutuşmuşlar. Kaybeden büyük bir bedel ödeyecek demişler. Ve bu bedel ömrü boyunca üzerinde kalacak. Bedene fiziksel bir zarar olmayacak diye de karar kılmışlar. Ve sonunda adını değiştirmeye gelmiş olay. Cemal Sürey(y)a kazanırsa ;Sezai Karakoç'un soyadı 'Karkoç' olacak. Sezai Karakoç Kazanırsa ; Cemal Süreyya'nın soyadı 'Süreya' olacak. Tahmin ettiğiniz gibi kızı Sezai Karakoç elde eder ve onunla çıkmaya başlar. Cemal Süreyya da gidip tek 'Y' harfini attırır soyadından... İşte Süreyya'dan Süreya'ya geçiş dönemi böyle olmuştur. Peki sonrasında ne oldu?derseniz. Muazzez Akkaya Sezai Karakoç'un kendisi ile bir iddia sonucu çıktığını öğrenir. Biraz da sorunları olan Muazzez bunu kaldıramaz ve okulu bırakıp memleketi olan Geyve'ye gider. Sezai Karakoç bu duruma çok üzülür ve Muazzez Akkaya'ya ithafen Mona Rosa'yı yazar. Karakoç,şiiri 1950 yılında Mülkiye'de öğrenci iken yazmıştır,ancak 2002 yılına kadar yayımlanmamıştır.Bu bir rivayettir,bununla ilgili yapılan röportajda Muazzez Akkayanın böyle bir sevgiden haberinin olmadığı ne Sezai Karakoçtan ne şiirlerinden bihaber olduğunu,cebinde bazen şiirler bulduğunu söylemiştir.Yani platonik sevmiştir,Sezai Karakoç.
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Sol Anahtarı okurunun profil resmi
Pencereden sarkıtmak ne demek😨 Bu arada Nazım Hikmet Yahya Kemal’e öğretmen olarak girdiğin eve babam olarak girmeni istemiyorum demiş. Bu yüzden Annesiyle evlenememiş☹️
K.   K. okurunun profil resmi
Teşekkürler🦋
Hora Usta okurunun profil resmi
Takıntılı güzel insanlar... Sezai Karakoç Aynı takım ( tür,renk,desen) takım elbise giyerdi.
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.