Gönderi

İlk saatimi yedinci yaşımda aldılar bana. Öyle çok da heyecan duymadım. Hoşuma gitmiş gibi sansınlar diye "ooo çok güzelmiş" dedim. Yaşı benden büyük olanlar "ne mutlu sana" dediler. ‘’Bu yaşta bir saatin var.’’ Oysa hiç sevmemiştim saati. Zaman sayacak yaşta değildim ben, zaman kovalayacak yaştaydım sokaklarda. Saat kaç kimin umurunda? Birkaç günün ardından takmamaya başladım saati. Alışamadım kolumda hissettiğim ağırlığına. Sanki koşmamı engelliyor gibiydi. O yaşımda anlamıştım, benim bir saate ihtiyacım yoktu. Benim bir topa ihtiyacım vardı saatten daha çok. Zaman kavramı oyun kavramını kısıtlıyordu aklımda. Korkuyordum. Uzun lafın kısası, çocuklara sorun, mutlu olacakları hediyeler alın. Zaman acımıyor yaşayabileceğimiz anlara. Çünkü ölmeden de bitebiliyor çocukluk!
Fatih Pala
Fatih Pala
·
35 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.