Maria Montessori , çocukların dünyasında büyük keşifler yapan ve bununla kalmayıp keşiflerini tüm ebeveynlerde farkındalık yaratmak için anlatmaya uğraşan, reel olarak hayata geçiren bir doktor. Kendisi tıp öğrenimi gören ilk kadınlardandır.
Zamanla ilgisini çocuklara ve davranışlarına yönelten Montessori, onların sözünün geçtiği ilk çocuk evlerini açıyor. Okul demek yanlış olur kanımca, çocuk evi diye niteliyor kitapta. Bu çocuk evlerinde küçük insanlar kendi fiziksel durumlarına göre dizayn edilmiş eşyalarla, kısıtlama olmaksızın tehlikelere fırsat vermeden kendilerini keşfediyorlar.
Montessori mantığı ile anne olduğumda tanıştım. İlkelerine göre çocuk serbestçe keşfetmeli, anne ve baba onu sadece gözlemlemeli, öğrenmesine müsaade etmeli, onu tehlikelerden koruyarak kendini gerçekleştirmesini sağlamalıdır. Her kültürde az çok korumacılık ve sahiplenici davranışlar gösteriliyordur elbette ama bizim kültürümüzde bu bir miktar fazlaca. Kendi yetiştirilme tarzımın taban tabana zıddını öneren bu model, bebekliğimi ve çocukluğumu nasıl yaşadığımı hatırlatarak akıl almaz hatalar ile düşe kalka bugünlere gelip, nasıl ebeveyn olduğumu düşündürdü :) Okuyup araştırarak, dikkatle gözlemleyip farkındalık oluşturarak aynı anne-baba hatalarına düşmemek için çaba sarfediyoruz.. Bunun meyvesini yıllar sonra ve yıllar içinde alacağımıza güvenim tamdır.
Kitaba gelirsek, Montessori modelinin nasıl olduğunu kısa bölümlerle sıkmadan anlatıyor. Çeşitli örneklerle destekliyor ve kesinlikle ufkunuzu açıyor.
Sadece ebeveyn olan veya anne baba olmak isteyenlere değil; amcalara, teyzelere, öğretmenlere, kısacası etrafında çocuk olan herkese tavsiye ediyorum.
Keyifli okumalar.
