Kitabı beğenip beğenmediğim konusunda gerçekten kararsızım. Kötü değil elbette ama muhteşem de diyemiyorum. Yazardan okuduğum ilk kitap. Arka kapak yazısında psikolojik gerilim romanı olduğu söyleniyor ama bana öyle gelmedi en azından o yönden etkilemedi beni. Yeni bir şehirde yeni bir evde karısının gelmesini bekleyen bir adamın iç monologları şeklinde ilerliyor metin. Bu konuşmalar ana karakter Bruno ve Cecilia'nın hayatını anlatıyor ama satır aralarında hafıza, algı, bilim, 11 Eylül saldırısı, plaza hayatı, yalnızlık, şehrin gürültüsü, nükleer silahlar gibi zengin bir konu var. Yazarın bu konuları böyle sıradan bir bekleyiş içinde anlatması kitabın çekici yanı olabilir.
Keyifli okumalar...