Hepimize İyi Akşamlar! Attila İlhan’ın 1976-1994 gibi uzun zamana yayılmış yazılarını toparlayan kaliteli bir baskıyı geride bıraktık. İş Bankası yayınları ilginç biçimde yazıların tarihini verirken nerede yazıldıklarını söylememiş. Dikkatimi çeken nokta ise 18-20 yıllık bu çalışmanın çok farklı konularının birkaç başlık altında toplanabilmesi. Bu önemli bir nokta ve toparlama. Özgürlükçü Sol ile Bürokrasi Sol’u karşılaştırırken aynı zamanda Avrupa Komünizmi ile Bolşevik Komünizmi kıyaslaması da yapılıyor. Yani evet, herkes işine geldiği gibi. Şaşırdık mı? Hayır. Diğer yandan işçi sınıfı özelinde yazılanlar çok önemli. Bir ülkeyi ayakta tutan daimî olarak işçi sınıfıdır. Çoğumuz işçiyiz, işveren değiliz. Bir şeyleri başarmak için çabalıyoruz ve burada bazı yapıları ayakta tutuyoruz. Bu nereden bakarsanız bakın şu anlama da gelir: Bir ülkede işçi sınıfı huzurluysa o ülke de huzurludur. İşçinin haklarını korumak, kollamak, daha iyi yaşam şartları sağlamak ana ödevdir. Peki, nedir bu Sosyalizm? Sosyalizm, temelinde sosyal ve ekonomik alanda toplumsal refahı ele alırken bunu devlet kararlarının sağlayacağı ve üretimin tamamen toplum tarafından yapılması gerektiğini savunan kıymetli bir görüştür. Aslında işçi sınıfını sosyalist olarak görebilmek mümkündür. Böyle maskeleri takıp polise askere taş atanlar gibisinden düşünmeyelim bunu. Din elden gidiyor diye bağıranlarla maske takıp polise taş atanlar benim için aynı oranda yobaz, gerici ve beyinsizdir. Gerek bir sendika bağlantısı gerekse de işçilerin haklarının korunması ve onlara verilmesi sosyalizmin temelidir aslında. Aynı zamanda devlet ve idaresi için dost bir rejimdir çünkü bu sistem işlenirse çalışanlar haklarını alırlar ve mutlu olurlar. İnsanlar da mutlu olduğu yönetimlerde değişikliğe gitmez. İnsan ilişkilerinde bile insanlar rahat olduğu, mutlu hissettiği kişilerle beraber zaman geçirmeyi tercih ederler. Kim mutsuz olduğu, huzursuz ve ümitsiz bırakıldığı insanlarla zaman geçirmekten keyif aldığını iddia edebilir? Her ne kadar bir deneme olarak yayımlansa da anlattığı konular bakımından muazzam bir bilinçlenme kitabı. Rahmetli Uğur Mumcu’nun da üzerine eğildiği konuların bazılarını içermesi çok iyi oldu hatta. Yalnızca kitabın önsöz benzeri kısmında yazara katılmıyorum son satırlarda. Yanılanların her zaman yöneticiler olduğunu söylüyordu. Bu yöneticileri oraya getiren de işçi sınıfı yani halktır. A partisine 1 kişi oy verince 3, B partisine 3 kişi oy verince 1 sayılmıyorsa yanılan halktır maalesef. Tabi sırayla düzelecek pek çok konu var ama anlattığı konular ve yazılarında bahsettiği dikkat çeken noktaları tek tek olmasa bile bölümler halinde günümüz yönetici ve işverenlerine okumaları için tavsiye etmekten başka çarem yok. İyiliklerin, güzelliklerin, başarının bizi bulması dileklerimle; hepimize iyi okumalar dilerim..

Sosyalizm Asıl ŞimdiAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200554 okunma

·

80 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sadık Kocak