On altıda ışık yanıyordu, ben de on üçe bastım, döndüm:
“Merhaba!” dedim.
Bakışıldı.
Kapıların kapanması da sanki aylar -mı- sürdü, epeyce geç kalmış bir sesle, dedi:
“Merhaba!”
Sonra bakıştık, -yine.
Sonra aynaya döndü. Ben de döndüm. Güzel kızdı. Kara, düz saçları vardı. Saçları uzundu ve alnının yanlarına kısacık dökülüyordu. Durgun bir