Kitabın konusuna geçmeden önce biraz bilgi vermek istiyorum. 1981 yılında basılan kitap yayınlandığında tepkiler görüp tartışmalara neden olmuştur. O dönemin insanlarına göre kitapta ahlaksızlık ön plana çıkarılmış bu yüzden Wilde ahlaksızlıkla suçlanmış hatta bu hapse kadar gitmiştir. Kitabın konusuna gelecek olursak; kitabın baş karakteri dorian gray gençliği ve güzelliği ile herkesi büyüleyen biridir. Basil Hallward(ressam) dorian'ın güzelliğine hayran, onu taparcasına seven bir kişidir. Lord henry ise Basil'in arkadaşıdır zamanla o da doriandan etkilenir. Tüm hikaye basilindorian'ın portresini çizmesi ile başlıyor. Dorianın isteği daima Genç kalmaktır ve öyle de olur. Zamanla dorian çok değişir eski halinden eser kalmaz. İçindeki bu duygular portreye yansır ve portre günden güne çirkinleşir. Zamanla basil çok sevdiği bu kişiye tanıyamaz. Oscar wilde bir mektubunda kitabın karakterleri ile ilgili şöyle diyor"basil ben olduğumu sandığım kişidir; lord Henry dünyanın ben sandığı kişidir; dorian ise benim olmak istediğim kişidir, belki başka bir çağda..." Kitapta en sevdiğim ikili basil ve dorian oldu. Sibyl'in ölümü beni üzse de en çok etkileyen basil'in sonu oldu. Kullanılan dilin yerinde ve akıcı olması merak unsurunu hep ayakta tutuyor. Hayran kaldığım bir eser oldu iyi ki de okumuşum dediğim kitaplar arasına bir tane daha eklemiş oldum. Tekrar tekrar okuyacağım bir kitap olacağından eminim. "Günah insanın yüzüne vurur; gizlenemez."

Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202372,7bin okunma

·

41 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Rüveyda