Gönderi

Huylu Huyundan Vazgeçmez
Akrep ve kurbağa, bir dere kenarında duruyorlarmış. Her ikisinin de karşıya geçmesi gerekiyormuş. "Merhaba Bay Kurbağa! " demiş akrep sazların arasından. "Rica etsem, beni sırtımza alıp karşıya geçirir misiniz? Kurbağa şüphelenmiş hemen. "Bakın Bay Akrep," demiş, siz bir akrepsiniz. Kuyruğunuzun ucunda kocaman bir iğneniz var. Sırtıma biner binmez doğanız gereği beni sokmak gelir içinizden. " Kurbağadan böyle bir itiraz geleceğini önceden tahmin eden akrep şöyle cevap vermiş: "Sevgili Bay Kurbağa sizi sokmak benim ne işime yarayacak ? Tek derdim derenin karşısına geçmek. Ayrıca size hiçbir zarar gelmeyeceğine söz veriyorum. " Gönülsüzce hak vermiş akrebe kurbağa. Ve bu ağzı iyi laf yapan eklembacaklının, sırtına çıkmasına izin vermiş. Atlamış hemen suya. Bir süre her şey yolunda gitmiş. Fakat derenin ortasına geldiklerinde, kurbağa sırtında birden keskin bir acı hissetmiş ve gözünün ucuyla bakabildiği kadarıyla, akrebin iğnesini geri çekişini görmüş. Ölümcül bir uyuşma hissi yayılmaya başlamış kollarına ve bacaklarına. "Seni ahmak! " diye vıraklamış. " Şimdi ikimiz de öleceğiz! " "Bay Kurbağa," diye yanıtlamış sakince, "kendiniz de söylediniz. Ben bir akrebim. Sizi sokmak benim doğamda var. " Bu sözün ardından kurbağa ve akrep, hızla akıp giden bulanık suların içinde kaybolup yitmişler. İkisini de gören olmamış bir daha.
·
37 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.