Gönderi

Kimsecikler yok sahilde. Tek bir leşkargası süzülmüyor havada, her daim meşgul gri kumçullukları da yok. Ne uçak, ne gemi, ne petrol platformu. Pantolonumu çıkarıyor, sabahleyin yeniden açmak zorunda kaldığımız patikadan denize birkaç adım giriyorum. Göz alabildiğine uzanan bu yerde tek gürültü eden benim. Arkamda, çok ama çok arkamda, diye geçiriyorum aklımdan, güneşin hiç üzerinde batmadığı IJssel gölü var. Dizlerime kadar suya girdiğimde, kollarımı kavuşturup biraz sola, ufkun bir tırnak boyu üstünde asılı duran güneşe dönüyorum. Alt yanı, eriyen mum gibi suya karıştığında, dönüp geriye, yarığa tırmanmaya başlıyorum. Heather Hill’in tepesinde oturduğumda görüyorum ancak pantolonumun kayaların arasında yapayalnız, adeta canına kıymış birinden geriye kalmış gibi yattığını.
Sayfa 237Kitabı okudu
·
467 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.