Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Atsız Hoca, bütün talebelerini yanında toparlıyor. Yusuf Kadıgil'di herhalde ilk giden öğrencisi, doğrusu hem öğrencisi hem tabutluk arkadaşıydı. Hani biraz küs ayrılmışlardı ya o sebepten herhalde hemen Altan amca gitti, peşinden Sami amca, Erk amca, sonra Yücel amca, Mustafa Amca şimdi de Aydil amca. Tanrının gel buyruğu erişiyor, eriştikçe başlar eğiliyor, acı ölüm tasından ecel şerbetleri içiliyor, keder ve elem gözlerden siliniyor, ülkü için ölenlere Tanrı'nın eli değiyor, ölüm güzel bir kız gibi göğüslere uzanıyor, bir bir uykuya dalınıyor. Hepsi dilek sarayında hoş karşılanmak için..Hepsi Tanrının sofrasında mest olarak konuşmak için... Dünya budur, elbet gelen gider, gidenler evvel gidenlere selam etsin. Şüphesiz biz de geleceğiz. Tanrının 'gel' buyruğu tatlılıkla erince Ona doğru can kuşu nice uçmasın, nice? Ne yaşamak tasası, ne dünyanın yasası, Ne de bir kaygı kalır can yükünü derince. Bu dirlik bir kılıçsa ölüm onun kınıdır; İkisini birlikte verirler bir verince. Ecel dedikleri şey erlerin kevseridir; Gözünü kırpmadan iç, içme çağı erince. Bir yumunca gözünü, kaybedince özünü Çalamazsın sazını öyle inceden ince Ne güneş kalır, ne ay; ne ırmak akar, ne çay; Dünyaya gelmedin say yağız yere girince. Bildiğin, neyse unut, Tanrı'ya kavuştun tut, Bir gün ölüm meleği seni yere serince. Şu gördüğün ne varsa birer damladır, Bir denize akıyor hepsi yerli yerince Bitiş gördüğün baştır, mezar beşiğe aştır, Ölü diriye eştir, düşün biraz derince. Atsız! Ölüm gerekmek teninde can yaşarken, Sen burada olmazsın ölüm kanat gerince...
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.