Gönderi

124 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Bodur Minareden Çok Daha Ötesi
Yusuf Atılgan'ın öykülerinin karakterleri bulundukları mekanda sıkışıp kalmışlardır. İçleri daralır, bunalır. Kimi bulunduğu evde kimi köyde bunalır. Hepsinin mutsuzluğunun kaynağında bir yerlerde mekan unsuru bulunur. Öykülerin isimlerinde kitabın bölümlerinde de hep mekan geçer. Öykülerin ana kişileri mekanla beraber etraflarındaki kişilerle de uyumsuzluk içerisindedir. Çünkü diğerleri yaşadıkları yere ve birbirlerine uyum göstermiştir ama onlar bu bağın dışında kalmıştır. Dışlanmışlardır bir kere, farklı oldukları için damgayı yemişlerdir. Etraflarındakilere uymak da istemezler zaten. O mekana bağlı kalmak istemezler çünkü. Mümkün olsa gideceklerdir. Kimisi kaçmayı dener ama nihayetinde hiçbiri kapanından çıkamaz. 'Evdeki' öyküsünde evde kalmış kızı 'yaşanmaz'da şehrin kalabalığından bunalan birini okuruz. Atılgan'ın yalnızlığına empati kurduğu, kurdurduğu karakterler insanlarla sınırlı değildir üstelik. Bir öyküsünde kümeste tıkılı kalmaktan yakınan tavuğu okuruz. Tavuk deyip geçmemek gerek, nitekim aynı hisleri onunla da paylaşabiliyoruz. Bunda yazarın doğal üslubunun katkısı var. Verdiği diyaloglarda gerçek iki kişinin arasında geçen gerçek bir konuşmayı okuyor gibiyiz. Bu öyküler sıradan bir uyumsuz karaktere sahip, alışık olduğumuz birey-toplum çatışmasının işlendiği metinler değildir. Her öyküde farklı biri vardır. Evet, tekrar söylüyorum bir tavuk da vardır bunların arasında bir kırlangıç da. Herkes kendi sahip olduğu çevreden şikayetçidir. Herkes kendi derdi içinde boğulur.
Bütün Öyküleri
Bütün ÖyküleriYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 20172,317 okunma
··
338 görüntüleme
Gamax okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık, ilgimi çekti kitap
Beatrice okurunun profil resmi
Teşekkür ederim :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.