Gece yarısı, ıssız bir köy yolunda mezarlık duvarına çarparak kaza yapan Süha, gecenin karanlığında yardım istemek için köyü bulmaya gider. Vardığı köyde kimsecikler yoktur. Çaldığı kapılardan sadece köpek havlamalarının geldiği bu ıssız köyde tek bir yapıda ışık yanmaktadır. Burası bir Cemevi'dir ve tüm köylüler burada toplanmış, bir tabutun başında hesap, hak muhakemesi yapmaktadır. Alevilik inancının hat safhasına kendini adamış, Hak yolunda kendi canına kıyan İsmail'in sonunda küçük çaplı bir korku yaşatan, hayal mi yoksa gerçek mi diye ayırt edilemeyen hikayesini okuyacaksınız. Ahmet Ümit'ten okuduğum ilk kitaptı ve kalemini sevdiğimi söylemeliyim. Ürkütücü bir havası olan bu kitabı sizler de seveceksiniz :)