Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

308 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Atsız - Ruh Adam Hüseyin Nihal Atsız, Türkçülük kimliğiyle ön plana çıkan bir yazar. Edebiyata olan ilgisinden çok tarihle ilgileniyor ve bu alanda çalışmalar yapıyor. Zaten biz onu edebiyat dünyasında tarihi romanları ile görüyoruz. Atsız, çok uzun zamandır merak ettiğim yazarlardan birisiydi. Siyasi ve tarihi düşüncelerini az çok biliyordum, şimdi edebi düşüncelerini de öğrenmiş oldum. Ruh Adam, reenkarnasyonu konu alan bir kitap. Bin yıl öncesinden söylenmiş bir Uygur masalı, o masaldaki Yüzbaşı Bukay’ın ruhu nesiller sonrasından devam ederek Selim Pusat’a aktarılıyor. Sadece onun ruhu değil, o masaldaki her şey o güne uyarlanarak aktarılıyor. Selim Pusat, krallığı savunduğu ve bu fikirleri yaydığı için hapse girmiş, hapisten çıktıktan sonrada yaşadığı topluma ve çevresine uyum sağlayamamış bir karakter. Onun eşi Ayşe, edebiyat öğretmeni. Selim’in her daim yanında ve onu tekrar hayata döndürmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bu noktadan bakıldığında Ayşe; çalışkan, fedakar, iyi kalpli, zeki ve örnek alınası bir Türk kadını. Ayşe, Selim normal hayata dönebilsin diye onu sosyalleşebileceği yerlere götürüyor. Bu yerlerde Ayşe’nin kahraman, ışık kızları: Aydolu, Nurkan ve Güntülü de var. Selim, kaçınılmaz bir şekilde Güntülü’ye aşık oluyor. Bir de diğer tarafta Leyla Mutlak var. Leyla Mutlak, Şehzade Mustafa’nın on bir kuşak sonrasından torunu ve tarih öğretmeni, Ayşe’nin de eski öğrencisi. Leyla’yı takip eden ajan Yek, Selim’in başına bela olup her yerden çıkıyor. Kitabın sonunda ise; Selim Pusat, Güntülü’ye aşık olduğu için Allah katında yargılanıyor. Kitap bana içeriği, tekniği ve düşüncesi açısından farklı geldi. Kitaba başlamadan öncesinde olacak olaylara hakimdim. Zaten bir kitap ‘sonunda ne olacak acaba?’ diye merak ederek okunulmaz. Önemli olan, verdiği düşünceler, katedilen yol ve anlatma biçimidir, bana göre. Bu yüzden büyük bir beklenti ile başladım kitaba. Kitabı okurken Selim Pusat’ın krallık taraftarı olduğunu anladığımda yalan yok bir önyargı oluştu.Bu roman 1972 yılında yazılıyor ve yazar 1905 doğumlu yani Cumhuriyet’in doğuşuna tanıklık etmiş. Atsız, Türkçülük - Turancılık davaları ile yargılanıyor. “Ben Türk’üm” söyleminin “ırkçılık” olarak görüldüğü yıllar. Türkçülük ile ilgili bazı düşüncelerini hak versemde padişahlığı desteklemesi bana tuhaf geldi. Bu düşüncelerini kanıtlayan bir başka unsur Leyla Mutlak, onunla fikir olarak ortaklaşıyor. Çünkü ikiside padişahlık taraftarı. Ayşe, canım Ayşe… Onun yer aldığı her sayfada fedakarlıklarını ve iyi yürekliliğini gördüğüm için onu çok sevdim. Selim ve Ayşe sohbetleri çok güzeldi. Selim ve Güntülü arasında yaşanmayan ama Selim’in Güntülü’ye olan tutkunluğu, ne kadar yanlış olduğunu bilsemde, beni etkiledi. “Geri Gelen Mektup” şiiri çok güzeldi. Çaresizliğin, inceliğin, duyguların yansıtıldığı çok hoş dizeleri vardı. Genel olarak Selim’i sevmedim. Huysu, aksi, inatçı bir adamdı. Sonundaki o dava süreci ise çok çarpıcıydı. Dava olma sebebi, fenalık kelimesi, bana yine tuhaf gelsede, dava da yer alan Türk hükümdarları ve sözleri etkileyiciydi. Hüseyin Nihal Atsız, kafamda soru işaretleri bırakan bir yazar oldu, Türkçülük bence Cumhuriyet ile aynı doğrultuda yürünmesi gerek bir düşünce. Atsız ile ilgili araştırmam gereken bir durum bu.
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202126,7bin okunma
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.