Lotus - Ş. GÖZEN /Kitabını al, bana oku; ben seni ısıtayım, sen de beni.
Zamanda yolculuk yapmak ister miydiniz?
Peki gidecek olsanız geçmişi mi yoksa geleceği mi seçerdiniz?
Tarihin akışında değiştirmek istediğiniz herhangi bir olay ya da durum var mı?
Lotus
Bir arkeolojik kazı sonucunda ortaya çıkan tablet beraberinde felaketi getiriyor: Bebek ölümleri... Buna dur demek mümkün mü? Derken eserin genç kahramanlarından Santo bir rüya görüyor, uyandığında elinde bir yüzük ve zihninde yaşadığı problemleri çözecek iki kişinin ismi daha...
Farklı ülkelerden aynı rüyanın rehberliğinde buluşan üç gence olayların seyrini değiştirmek adına arkeolojik kazıdan sorumlu Profesör Elizabeth ve Doktor Faruk eşlik ediyor. Dünya eski haline dönebilecek mi dersiniz?
Eser tarihin farklı zaman dilimlerinde ve farklı şehirlerde geçiyor. Ama zihninizde bütünlüğü kurmakta çok zorlanmıyorsunuz. Kahramanlar problemi çözmek adına zamanda ve mekanda sıklıkla yer değiştiriyor. Siz de kendinizi onlarla o yolculuğun içinde buluyorsunuz.
Hiç düşündünüz mü bundan yüz yıl sonra hayat nasıl olur? Ya da çok daha uzun zaman sonra... Son yüz yılda dünyada gerçekleşen teknolojik gelişmeler bile ürkütücüyken gelecekte bizi neler bekliyor?
Cesur Yeni Dünya aklıma geldi okurken, ihtiyaca göre üretilen insan tipleri, duyguların yok olması, robotlaşma... Güzel olur muydu böyle bir dünya? Daha anne karnından itibaren kontrol altındasınız. Dünyada savaş ve kötülük yok, böylelikle barış ve iyilik gibi kavramlar da kendiliğinden ortadan kalkmış... Bütün sorunlar ortadan kalksın derken oldukça sıkıcı bir dünya meydana getirilmiş... En büyük sorun sorunsuzluktur belki de.
"Mutluluk, sahip olmadıklarımızı elde ettiğimiz zaman gelmeyecek. Sahip olduklarımızın farkına vardığımızda mutlu olduğumuzu anlayacağız." (s. 5)
Peki biz ne zaman farkına varacağız bunun? Sahip olduklarımızı yitirince mi?
Problemlerle dolu bir dünyada yaşıyoruz ama onda bile sahip çıkılacak o kadar güzel şey var ki... Belki de bizim distopya gözüyle baktığımız dünya başka gezegenler, başka yaşamlar için bir ütopyadır, kim bilir... Dünyayı yitirmeden, bambaşka bir hale evirmeden bunu anlayamayız.
"Kitabını al, bana oku; ben seni ısıtayım, sen de beni." (s. 11)
Bir amacı gerçekleştirmek adına kurulan güzel dostluklar, diğer insanlar için feda edilen yaşamlar, aileden yenilen ve bir ömür unutulmayan darbeler, ayrılıklar, vuslatlar, farklı kültürlerin birlikteliği...
Birçok kavramı işleyen, bir çırpıda bitirilebilecek anlamlı bir eser.
İncelememe eserden bir alıntı ile son vermek isterim:
"Uyuyunca geçsin ister, küçük bir kız çocuğu gibi ama bilir, hiçbir acı uyuyunca geçmez." (s. 65)
Uyumadan geçmesi temennisiyle...
Uyumadan incelemeyi yetiştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. İyi geceler dileklerimle...
İtiraf ediyorum, en son kitabım baskıya hazırlanırken bu kadar heyecanlandım. Sizin profilinizi bugün yüzlerce kez ziyaret ettim. Okuyacaginizi ekranda görünce aşık olunca hissetigimiz kalp atışlarını, o anda hissettim. Ve her anı bugün sizin okumakla geçirdiğiniz her anı, sevgilisini görmeyi bekleyen aşık misali bekledim. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Alintilariniz icin teşekkür ederim. Bana yasattiginiz heyecanı, gösterdiğiniz özeni, dilerim ki aynı coşku ile sizde yaşayın. Çok kıymetli idi her anı.
Saygılarımla Mikail Balcı Hocam.
Ben teşekkür ederim böyle güzel bir eseri kaleme aldığınız için. Aynı gün bitirmek muazzamdı.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.