Her Ay Okuyanlar Kulübü 'müzün bu kitabı #mayısayıözelokumaetkinliği 'ne aldığını gördüğümde ilk başta kısa bir tereddüt yaşadım...
Hem isminden hem de kapağında kullanılan turkuaz-gri renklerden dolayı hepsi birbirine benzeyen popüler kişisel gelişim kitaplarından biri olduğunu zannetmiştim.
Ne basit, ne bayat bir önyargı!
Kitabımızda, aileden zengin, Balatlı Şevket'in trajikomik hikayesini anlatmış yazarımız.
Moldova'da gündemi sarsan bir davanın başrolü Şevket.
Ülkenin en önemli aktörlerinden birini komalık edinceye kadar dövdüğü için 6 aydır hapiste.
Şevket'in, tercümanı Fahri ile konuşmalarına tanık olarak başladığımız kitabımıza, başrolümüzün hayatındaki kırılma anlarına gel-git yaparak devam ediyoruz.
Hayatını üç bölüme ayırıyor Şevket;
0-15: Korkularının pençesinde minik bir kedi yavrusu olduğu bölüm
15-30: Ait olduğu sürüye kendini kanıtlayarak hem sürüsünün hem de ormanın kralı haline geldiği bölüm
30-35: Önce dedesinin, ardından da geriye kalan tüm ailesinin ölümünden sonra akıntıya kürek çektiği duygusal boşluk nehrinde, Moldova Güzeli Victoria'nın kurtarıcı kollarında, gözüne taktığı toz pembe gözlüklerle esir olduğu bölüm...
Onlar, 6 aydır tek kelime etmeyen Şevket'in mahkemede konuşması ile konuşmaması arasındaki kâr-zarar bilançosunu hesaplarken bizler de Şevket'in hayatındaki iniş çıkışlarla alabora oluyoruz.
Kafasının içinde konuşarak onu gaza getiren dört ayrı kişiliğin kendi zihnimizdeki etkilerini tartıyoruz.
İzahı olmayan şeylere kahkahalar atarken, "Pardon" filmindeki üç ana karakter İbrahim-Muzo ve Aydın'ın kombinasyonu tarzındaki kişiliğiyle Şevket'in kahkahalarla anlattığı şeylere ah vah ediyoruz.
Kısacası canlar; 80 sayfalık minicik bir kitapta duygudan duyguya, düşünceden düşünceye savruluyoruz.
Ben şahsen, uzun zamandır bu derece eğlendirirken bu kadar düşündüren başka bir kitap okumamıştım.
Tavsiyemdir dostlar!
Kitapla kalın.
