Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

490 syf.
10/10 puan verdi
Uzun zaman sonra kitap incelemesi yazıyorum, içimde bayram sevinci yaşayan bir çocuk var sanki. Kitaba geçmeden bir kaç şey söylemek istiyorum. Bazı kitaplar kitaplıkta uzun zaman kalır, elimiz hep gitmek ister ama hiç gitmez, bir gün alıp okumaya başlarız ve o kadar beğeniriz ki kendi kendimize kızarız. Bunca zaman nasıl okumazsın, kendini bu muazzam eserden nasıl mahrum bırakırsın diye. Ben bundan hem üzüntü hep mutluluk duyuyorum. Bütün dünyaya haykırmak istiyorum bu kitap bir harika dostum! Hemen okumalısın ve hemen bana yazmalısın, üstüne konuşmalıyız diye! :) Ve bu öyle bir kitap. Eh kitap incelemesine gelelim :) 1960’lı yılların başlarında Konya Beyşehir'den İstanbul'a göç eden Aktaş ve Karataş ailelerinin elli yıllık tutunma hikâyesini merkeze alarak göç, toplumsal dönüşüm bireysel varoluş süreçlerini İstanbul özelinde anlatıyor. Diyerek başlayalım Google amcanında belirttiği gibi. Kitabın 1960 senesinden başladığını söylemiştim. Benim dikkatimi çeken ilk şey şu oldu. 1960’dan günümüze kadar hiç mi bir şey değişmez? İstanbul gelişmiş, yeni yeni binalar, yollar köprüler yapılmış, ama insanımız maalesef hiç değişmemiş. Yobazlığı, cahilliği, ataerkil toplum inancı, şiddete meyilli oluşu, adaletsiz ve ırkçı oluşu baki kalmış. Senelerden beri insanı insan olarak sevmeyi öğrenememişiz. Kitabın içinde o dönemin siyasi ve sosyal olaylarına bol bol tanık oluyoruz. Ben sürekli araştırma yaparak okudum ve bu ülkenin insanlarına olan inancım maalesef kalmadı. ‘Aynı fikirde değiliz diye kimse kimseyi eskiden olduğu gibi sokakta vurup öldürmüyor artık.’ Diyor Orhan Pamuk. Bence cinayeti gizlemesini çok iyi biliyoruz. Acı gerçek bu. Siyaseti ve o dönemin sosyal olaylarını bir kenara bıraktığımız zaman, erkeklerin kadınlar üzerinde üstünlük kurma çabasını görüyoruz. Ben her zaman kadının muhakkak çalışması gerektiğini savunuyorum ve böyle kitaplar okudukça ne kadar haklı bir düşüncede olduğumu fark ediyorum. Eşinin sokağa çıkmasına izin vermemek, onu sadece obje olarak görmek, aldatmak, hem fiziksel hem ruhsal olarak şiddet göstermek. Ahh yazarken bile sinirliyim. Bunları yazdıktan sonra kitapta ki bir alıntıyı paylaşmak istiyorum. “tanıdıkça inanın erkekleri sevmek daha da zorlaşıyor.” Keşke bütün erkekler Gurur ve Önyargıda ki Darcy gibi olsa. Ah üzümlü kekim. Biricik aşkım. Bu konular ne kadar sinir sistemimi bozmuş olsa da genel olarak kitabı çok çok beğendim. Kitap bitene kadar tempo hiç düşmedi. Her saniye elime alıp okumak istedim ama maalesef bu mümkün olmuyor. Şimdiden keyifli okumalar. •Okumadan size bir arkadaş tavsiyesi. Bozanızı hazır etmeden kitaba başlamayın. Ve size bir soru? Boza da alkol var mıdır yok mudur?
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,5bin okunma
·
540 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.