Gönderi

384 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 12 days
"Milou, gerçekten evindeydi. Mükemmel ya da geleneksel olmayabilirdi ama onundu. Arkadaşları ona, o da arkadaşlarına aitti..." Geçen yıl mayıs ayında İzmit Kitap Fuarından almıştım Sahipsizler'i. İyi ki de almışım. Ve tam zamanında okumuşum, onu fark ettim. Koşturmacalı geçen günlerin içinde böylesine kendine bağlayan bir hikayeyi okumak ilaç gibi geldi. Genç Timaş'ın kitaplarını çok sevdiğimi ve gönül rahatlığıyla, sindire sindire okuduğumu fark ettim. Normalde okuduğum kitap, bir hafta içinde bitmediği zaman gerilir; okumayı bırakmaya kadar giderdim. Bir zaman sonra kitabın da bitmesini gerektiğini düşüp o kitabı üzerime yük yapardım ama Sahipsizler'i okurken hiç öyle olmadı. Hemen eve gitmeliyim, diyordum kendi kendime. Okumadığım gecelerde aklım kitapta kalıyordu. Her bölüm bir öncekinden heyecanlı ve merakla bitiyordu çünkü. Kitabı okumadım, yaşadım. Ve evet, bizim beşliyi de pek bir sevdim. :') Özellikle son bölümlerini, son sayfalarını okurken kendimi iyice kaptırdım. Heyecanlandım, korktum, panik bile yaptım. :) Üzüldüm de tabii, hüzünlendim, güldüm de. Dolu dolu yaşadığım kitap oldu. Akıcılığı, karakterlerin sevimliliği derken -uzun sürede okusam da- kitap aldı götürdü. Ve siz çocuklar, Kardeşlik için kan bağının pek de gerekli olmadığını bir kez daha öğrettiğiniz için size teşekkür ederim. :') Umarım yel değirmeninde Fenna'nın sıcak karamelli wafflelarını yerken hep mutlu olursunuz. Sizinle tanışmak güzeldi. :')
Sahipsizler
SahipsizlerHana Tooke · Genç Timaş · 2022366 okunma
·
372 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.