Gönderi

68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
“Altıncı Koğuş” yani aslında “tımarhane”..Kimin akıllı, kimin deli olduğunun belli olmadığı bir düzende, bir tımarhane.. Anton Çehov, bu kadar kısa bir kitaba öyle güzel mesajlar sığdırmış ki, kitabı iki kez üst üste okudum. Kitapta acı üzerine yapılan tartışmalar, yorumlar harikaydı. Yaşamadığımız acı üzerine yorum yapmak, tavsiyede bulunmak, bir nevi ahkam kesmek çok kolaydır. Aynı acıyı yaşamadan konuşmak hem kolay hem de insana kendini bilge hissettirdiği için egoyu tatmin eden bir şeydir. Aynı karanlığa düşünce işler değişir.. Rumi mi demiş, kızılderili sözü mü bilmiyorum ama çok sevdiğim bir söz var: “Benim hayatımı yargılamadan önce, benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan, dağ ve ovalardan geç. Hüznü acıyı ve neşeyi tat. Benim geçtiğim senelerden geç, benim takıldığım taşlara takıl. Yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi... Ancak ondan sonra sonra beni yargılayabilirsin.” Yargılamak ya da akıl vermek.. Aynı acıyı yaşamadan mümkün olmamalı.. Başkasının acısı üzerine konuşmak kolaydır ama empati yapmak kolay olmadığı için yanlıştır.. Kesinlikle okunmalı, altı çizilmeli,notlar alınmalı, üzerine düşünülmeli.. Kitapla ilgili tek üzüldüğüm şey kısa olmasıydı ama duyduğuma göre zamanında çok fazla sansüre uğrayıp sayfa sayısı azaltılmış.. Çok tavsiye ediyorum..
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202271bin okunma
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.