Gönderi

Türklük IRKIMIN TÜRKÜSÜ Türk Ocağına Biz Oğuzlar soyu olan Türkleriz; İlk ateşi parlatan, İlk sabanla sert toprağa tohum atan, İlk ocağa temel koyan hep biziz. Her bucakta vahşî yeller eserken Işıkgöl’de çadır kuran biz vardık; Urallarda boz ayılar gezerken İlk kervanı biz Uygurlar çıkardık. Bakın, bizim öz Türkçemiz ne hoş dil; Onun her bir nağmesi, Gökten gelen hitap gibi saf sesi Ne bülbüle ne duduya eş değil. Bu dil alageyiklerin içtiği Yakut renkli çaylar gibi şarıldar; Orhun ile Kızılırmak gibi ki Sularında ruhlarımız pırıldar. Eğiliniz ey şerefler, ey şanlar. Ey ırklara altın destan yazanlar! Biz devlerin, fillerin Diz çöktüğü kuvvetiz; Eski, yeni dillerin Anlattığı milletiz!... Biz Türklerde büyük, küçük tanılır; Bizim için kan saçan, Bize necat vermek için yol açan Azizlerin sırasında anılır. Beyaz saçlı insanlarla aliller Bizde saygı, bizde acı bulurlar; Solgun yüzlü yetimlerle sefiller Bize evlât, bize kardeş olurlar. Bizde her kalp Şark ruhunu titretir; Şu ihtiyar dünyanın, Peygamberler yurdu olan Asya’nın Bozulmayan pak ahlâkı bizdedir. Bizdedir ki bir erkeğin sözleri Hiçbir dostu ve düşmanı aldatmaz; Genç kızların cana değen gözleri Doğruluktan başka bir şey parlatmaz. Eğiliniz ey şerefler, ey şanlar, Ey ırklara altın destan yazanlar! Biz devlerin, fillerin Diz çöktüğü kuvvetiz; Eski, yeni dillerin Anlattığı milletiz!... Biz girdaplar, uçurumlar aşanız; Elimizde mızraklar, önümüzde gök ve kızıl bayraklar Dünyaların uçlarına koşanız. Milletimiz her bir yalçın kayaya. Her sahile tuğlarını dikendir; Goluva'ya ve cihangir Roma’ya Haraç salan fatih Hunlar bizdendir. Bağrımızda şu çırpınan kalp kadar Bir kuvvete eğilmez. Elmas gibi parçalanır, ezilmez Hangi ırkta kahramanlar kalbi var? Bu kalptir ki alnı yüce kaldırtır. Zafer için göğse iman getirir, En büyüğe ve en güce saldırtır. Sarp yollarda: «İleriye!» dedirir. Eğiliniz ey şerefler, ey şanlar, Ey ırklara altın destan yazanlar! Biz devlerin, fillerin Diz çöktüğü kuvvetiz; Eski, yeni dillerin Anlattığı milletiz!.., Biz «Dünyanın Güzeli »ne âşığız; Baht yoluna çıkarak, Tılsımlı kapıları yıkarak Rüyamızı kucaklayan bir ırkız. Biz o vakur Acem ile Arap'ın Medeniyet tahtlarım parlattık; Muhammed’in getirdiği kitabın Beklediği bir cihanı yarattık. Türklüğümüz her ufukta parıldar; Kubbeleri haykıran, Tezgâhları iş türküsü çağıran Yüz memleket hâlâ bizi selâmlar. Biz oyuz ki, uzun saçlı çobanlar Ruhumuzun öz şiirini çalarlar; Bingöl’lerde bu sesleri duyanlar En mübarek hülyalara dalarlar. Eğiliniz ey şerefler, ey şanlar, Ey ırklara altın destan yazanlar! Biz devlerin, fillerin Diz çöktüğü kuvvetiz; Eski, yeni dillerin Anlattığı milletiz!... Bizi tamam elli asır dinledi; Karakurum çölleri, Kaf dağlan, buzlu Baykal gölleri Hür ve yüksek sesimizle inledi. Bizim, mağrur kayserlere diz çöken Hiçbir alçak askerimiz doğmadı; Dârâ'lara sakıyelik eyleyen Her esir kız başka millet evlâdı. Tarihimiz Altay gibi uludur; Onun her bir yaprağı, Duman tüten yirmi milyon ocağı Övündüren şereflerle doludur. O şeyleri haykırır ki her biri Altın sazla çalınacak destandır; Her milletin kahramanlık şairi Bu beyitsiz Şehname’ye hayrandır. Eğiliniz ey şerefler, ey şanlar, Ey ırklara altın destan yazanlar! Biz devlerin, fillerin Diz çöktüğü kuvvetiz; Eski, yeni dillerin Anlattığı milletiz!... Biz atalar töresince gideriz Tanrı ile hakana, Bize hayat, hukuk veren vatana Tatlı canlar kurban etmek isteriz. Yurdumuzun en küçücük bir taşı Bize Seylan incisinden üstündür; Onun hafif gölgeli bir su başı Bize yeşil cennet gibi görünür. Türk sesleri gelen her yer bizimdir; Üç dünyanın üstünde. Gök sedeften yedi deniz önünde Parıldayan memleketler bizimdir. O Turan ki, onun her bir bucağı Bize nice hikâyeler nakleder; Bin bir hakan sayan aziz toprağı: «Hint’ten, Çin’den önce doğan benim!» der. Eğiliniz ey şerefler, ey şanlar. Ey ırklara altın destan yazanlar! Biz devlerin, fillerin Diz çöktüğü kuvvetiz; Eski, yeni dillerin Anlattığı milletiz!... Bize herkes saygısını takınsın; Bize tamah besleyen, Bir Afrika aslanının dişinden Kurtulmayan avcı gibi sakınsın! Yeryüzünde her kim Türk’e düşmansa Onun kanı bizim için Kevser’dir; Bu kanlarla hatta Kâbe boyansa Ora bize şafak doğmuş bir yerdir. Hiçbir zalim kuvvet bizi sarsamaz; Yerler, gökler durdukça. Göğüslerde kalplerimiz vurdukça Bu Türklüğe kimse mezar kazamaz. Bilinsin ki, en son nisan bu ilin Son tahtına güllerini serpecek. En son doğan bayın güneş, bu neslin Hür alnını nurlarıyla öpecek. Eğiliniz ey şerefler, ey şanlar, Ey ırklara ahin destan yazanlar! Biz devlerin, fillerin Diz çöktüğü kuvvetiz; Eski, yeni dillerin Anlattığı milletiz!...
·
90 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.