İsmail'in edimi Kant'ın arzuyu kontrol etmede aklın ağırlığını ortaya koyan o meşhur örneğini hatırlatır: Varsayalım ki birisi arzu ettiği nesne ve fırsat karşısında olduğu zaman, haz eğilimine karşı koyamadığını bir özür olarak öne sür sün. Acaba bu fırsatın, bulunduğu evin önüne bir darağacı kurul muş olsa ve bu kişi bu hazzı tadar tatmaz asılacak olsa, eğilimini baskı altına alamaz mıydı? Ne cevap vereceğini bulmak için uzun uzadıya düşünmeye gerek yok herhalde