Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
İçsel Gerçeklik, Toplumsal Ahlaki Belirsizlik ve Umutsuzluk
*spoiler* Knut Hamsun'un "Açlık" romanı, bir anlatıcının açlıkla mücadele ettiği ve iç dünyasının karmaşıklığını keşfettiği bir eserdir. Kitap, anlatıcının kronik açlıkla yaşaması sonucu ortaya çıkan psikolojik durumunu derinlemesine incelerken, toplumsal eleştirileri ve insan ilişkilerinin karmaşıklığını da gözler önüne serer. Roman, anlatıcının adının belirtilmediği bir gazetecinin hikayesini anlatır. Gazeteci, Oslo'nun (daha önce Christiania olarak bilinen) sokaklarında varoluş ile ölüm arasındaki ince çizgide dolaşır. Kendi yüksek ideallerine sadık kalmaya çalışırken, kendini geçindirmek için mücadele eder. Ancak yazarlık ona yeterli gelir sağlamadığından, hayatta kalabilmek için elindeki az eşyasını rehin vermek zorunda kalır. Bu süreçte, sanatsal bütünlüğü ve itibarıyla ilgili yanılsamalar içinde yaşar. Anlatıcı, tahta parçaları çiğneyerek ve elde edebildiği az miktardaki yiyeceği kusarak çaresizce beslenme arayışına düşer. Bu açlık hali, hem temel ihtiyaçlarının hem de yaratıcı/ruhsal açlığının umutsuz bir döngüsüne yol açar. Anlatıcı, açlık ve kurtuluş arasında gidip gelen bir korkuyla yavaşça deliliğe sürüklenir. Bu durumda önemsiz olayları yanlış anlar ve diğer insanların davranışlarını yanlış yorumlar. Kaybolmuş ve yanıltılmış halde, yakın insan ilişkilerine her fırsatı reddeder ve kendine yeterli bir hayat sürmeye çalışırken gerçek durumunu gözden kaçırır. Kitap aynı zamanda toplumsal eleştirileri içerir. Anlatıcının açlıkla boğuştuğu dönemde, toplumda gözlemlenen insanlık dışı ve duyarsız tutumlar eleştirilir. Anlatıcının çaresizliği ve yalnızlığı, insanların kendi bireysel kaygılarıyla meşgul olmaları nedeniyle toplum tarafından görmezden gelinir. Hamsun, romanında sosyal yapıdaki bu kayıtsızlığı ve bencil tutumu eleştirirken, yoksulluğun ve açlığın insanların ruh halleri üzerindeki etkisini de gösterir. Ironi, romanın temel bir unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Başkarakter, parkta oturup etrafındaki insanları gözlemlediğinde, onların mutlu ve sıkıntısız olduklarına inanır. Bu durum, onun kendi zorluklarını yaşamasına karşın diğer insanların hafif ve keyifli bir hayat sürdüğü yanılsamasını yaratır. Bu ironik durum, toplumun acı çekenlere olan ilgisizliğini ve adaletsizliğini eleştiren bir mesaj taşır. Başkarakter, kendini dünyadaki tek mutsuz insan olarak görür ve bunun sorumlusunu Tanrı olarak suçlar. Bu ironik bakış açısı, insanın çaresizliğini ve umutsuzluğunu vurgular. İroni aynı zamanda başkarakterin kiliseye sığınma umuduyla bir papazı ziyaret etme deneyiminde de görülür. Başkarakter, umutla kiliseye gelir ancak papazın dışarıda olduğunu ve ziyaret saatlerinin geçtiğini öğrenir. Bu durum, toplumda acı çeken insanların merhamet ve yardım arayışında oldukları kilise ve papazın bile sınırlamalara tabi olduğunu ve Tanrı ile iletişimin belli saatlerde gerçekleştiğini vurgular. Bu ironi, toplumun acı çekenlere karşı acımasızlığını ve adaletsizliğini eleştiren bir mesaj taşır. "Açlık", Knut Hamsun'un kendi deneyimlerinden ilham alarak kaleme aldığı neredeyse otobiyografik bir eserdir. Roman, yazarın gençlik yıllarında Christiania'da yaşadığı açlıkla dolu zorlu dönemi yansıtır. Hamsun'un iç dünyasını, insan psikolojisini ve insan ilişkilerinin karmaşıklığını derinlemesine anlamaya çalışan okuyucular için bir zenginlik kaynağıdır.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201728bin okunma
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.