Bu kitabı Kadıköy Rum Ortodoks kilisesi önünde hep denk geldiğim bir sokak sahafçısının tavsiyesiyle almıştım. Adını ilk okuduğumda fransız devrimi zamanlarında bir lise hikayesi tarzı şeyler geçmişti aklımdan. Ama düşündüğümün aksine evlendiği adama kör kütük aşık olup zamanla aşkının nefrete hatta sevdiği adamın yanında yabancı gibi hissettiği biri haline gelmesini anlatıyor. Çok etkilendiğimi söyleyemem ama kitabın yarısında işler değişip bu sefer kadının ağzından değil de adamdan bu ayrılma hikayesini okuduğumda kitaptan zevk almaya başladığımı söyleyebilirim. Uzun uzun betimlemelerle hafif karışık anlatımıyla tadında bir roman. Romanın sonunda kadının mı yoksa adamın mı haklı olduğuna karar vermek okura kalmış.İyi okumalar :)