Yazarın sömürge zamanında ajan olarak gittiği Sierra Leone'deki gözlemlerine dayanarak yazdığı bir roman. Binbaşı Scobie, her gün benzer hayat yaşayan, mutluluk nedir bilmeyen ve çevresinden de bu mutluluğu görmeyen dürüst bir polis memurudur. Hayattaki önceliği ise her zaman karısı Louise'yi mutlu etmektir. Karısını mutlu etmek için bölgede yasadışı işler yapan Yousef'ten borç almasıyla tüm olaylar silsilesi başlıyor. Hikayenin geneline buhranlı bir hava hakim. Savaşın insanlar üzerindeki etkiside önemli ölçüde aktarılmış. Okurken din, ölüm, merhamet, ıstırap, aşk, ihanet gibi birçok konu hakkında düşünmeye sevk ediyor. Kitabın biraz uzun olmasında dolayı yer yer sıkıldığım anlar oldu. Fakat yine de başlık kısmındaki soru üzerine düşünmek ve tartışmak için okunabilecek bir eser olduğunu düşünüyorum.