Ölüm, dünya hayatından ahirete adım atıştır. Bambaşka bir hayatla, başka bir dünyaya doğuştur ölüm. Bir uyanıştır. Bir diriliştir.
Zahmetli bir yolculuğun sona erişi, menzile varıştır. Ebediliğe adım atıştır. Bir sonun başlangıcıdır.
Kaçmak istese de insan, ecel bırakmıyor peşini.Faydası yok kaçışın. Faydası yok "ah", "vah" çekişin.
Kimse tanışmayı istemiyor ölümle. Ama o, -biz istemesekde- Hakk'ın belirlediği randevu günü gelende; karşımıza çıkıyor, tanışıyor bizimle. Her doğuş, bir ölüm muştusu! Doğmak aday olmak demektir ölüme. Yeryüzünün misafirleri olarak geldik. Yolcuyuz dünya gemisinde. Ahirete yolculuğumuz...
Bilmiyoruz; ne zaman, nasıl, kaç yaşında, nerede ecelin bizi beklediğini.
Dünya bu! Bazen yokuş çıkar insan, bazen inermiş;Bazen uçar, bazen yürür, bazen sürünür, bazen emeklermiş. Hayat yolculuğu sürüp giderken; durağın birinde ecel beklermiş...
Bakmıyor; yaşa, boya, güzelliğe. Bakmıyor herhangi bir özelliğe,