Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?"Yalnızca iki halk vardır, iki bağdaşmaz halk: Zenginler ve yoksullar! Ülkeden ülkeye giyinişler değişir. Ama zenginlerin yoksullara karşı davranışları değişmez. Halkın sefil yaşantısı da değişmez!
Ve Ana hakkı ödenmez diyerek kitabımızın incelemesine giriş yapalım.
Maksim Gorki'nin Ana adlı romanı Amerika sürgününde yazdığı Rus Devrimi öncesi işçi sınıfının fakir yaşantısını anlatan Sosyalist akımın örneği olan kitabıdır.
Kocası alkolik bir fabrika işçisi olan kitabın baş kahramanı "Pelage" yani "Ana" kocasından sürekli şiddet gören bir kadındır. Kocasının ölümünden sonra oğlu Pavel ile başbaşa kalırlar. Dönemin gençleri gibi körelip gitmekte olan oğlunda zamanla değişiklik farkeder. Bunun nedenini merak etmeye başlar. Oğlu Pavel bir süre sonra kitaplar okumaya başlar ve kitapları eve de getirir. Pavel anasını sonunda sosyalizm ile tanıştırır. Pavel yeni arkadaşlar edinir ve bu arkadaşları hergün eve getirmeye başlar. Ana başta bu durumdan rahatsız olur ve tedirgin olur ama daha sonrasında onlara yardım etmeye başlar. Hatta okuma yazma bilmeyen Ana onlar sayesinde okuma yazma öğrenir ve büyük bir azimle bu mücadeleye eşlik eder.
İlerleyen zamanlarda Pavel ve arkadaşları yaptıkları isyan ve ayaklanmalardan dolayı birçok kez hapse düşerler. En son çıkarıldıkları mahkemede Pavel'in savunmasını arkadaşları bildiri haline getirip bunu halka duyurmak isterler.Mahkeme onlara sürgün kararı çıkarmıştır fakat onların asıl amacı bu yargılamayı bir fırsata çevirip kendilerini halka anlatabilmektir. Verilen hüküm onlar için önemli değildir, amaçlarına ulaşmışlardır.
Ana oğlunun mahkemede yaptığı savunmanın bildirilerini dağıtmaya gittiği sırada bir ispiyoncu tarafından ihbar edilir ve sivil polis ve jandarma tarafından yerde sürüklenerek darp edilir.
Ve incelememin konusuna yakışacak bir yazar ve şiiriyle veda etmek istiyorum.
Hava kurşun gibi ağır
Bağır bağır bağır
Bağırıyorum
Koşun kurşun eritmeğe çağırıyorum
O diyor ki bana
Sen kendi sesinle kül olursun ey
Kerem gibi yana yana
Dert çok
Hemdert yok
Yüreklerin kulakları sağır
Hava kurşun gibi ağır
Ben diyorum ki ona
Kül olayım Kerem gibi yana yana
Ben yanmasam
Sen yanmasan
Biz yanmasak
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa
Hava toprak gibi gebe
Hava kurşun gibi ağır
Bağır bağır bağır bağırıyorum
Koşun kurşun eritmeye çağırıyorum
Nazım Hikmet