"... Şeyh Sait aile geleneği olarak yüzlerce seneye dayanan bir harsın, bir kültürün mirasçısıdır. Bu kültür medrese ekol yoluyla aldığı bilgi ile İslami bir hayat yaşamış ve İslami bir düşünce taşımıştır. Ve bu düşüncesini çevresine, yakınlarına, kitlesine sunmuştur. Misyonu budur şeyh Saidin. Bunun dışında bir misyon ona yüklemek yanlış olur. Şey Saidin yaşadığı mıntıka kürdistan'dır. O mıntıkada yaşayan insanlar ise kürt'tür. Kendine göre dilleri ve kültürleri var bu insanların. Ama buna rağmen asırlarca Osmanlı imparatorluğu ile iç içe yaşamışlar. Bu atmosfer içerisinde batıdan gelen nasyonalist eğilimler nasıl ki, Türkiye'de jön Türklerle Türkiye'ye intikal etmişse, Kürt kökenli olanların bir kısmında da Kürt nasyonalizmi Fikri doğmuştur. Gerçek şu ki, Kürtlerle Türkleri bir arada tutan en büyük unsur dindir. Herkes milli Kurtuluş hareketi içerisinde yeniden geçmişe yer almışlardır. Hiçbiri kürdün ihanetine rastlanmamıştır... Fakat Kurtuluş Savaşı'ndan sonra devleti kuranlar tamamen batıyı hedefleyince, İslam'ın ana prensiplerinin dışında kayıldığı görülünce doğudaki din bilginleri,ağalar,beyler olsun, inançlı insanlar olsun eskiden itibar etmedikleri Bu fikre sıcak bakmışlardır. Şeyh Saidin o zaman yanına gelen batıda yetişmiş, batı düşüncesine sahip, Harbiye,Tıbbiyede okumuş sosyal bilimler sahibi bazı zatlar Şeyh Said hadisesinde Bu yönüyle girmişlerdir. Şeyh Sait hadisesi kendisinin de mahkemelerindeki ifadelerinden anlaşıldığı gibi planlanmış, hazırlamış, örgütlenmiş bir plan değildir. Ve Hadise asıl mecrasından çıkarılmıştır....
A.Melik Fırat
Sayfa 118Kitabı okudu
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.