Yazarın okuduğum ilk romanı, bir Alman edebiyatcisi ve kitabı bitirdigimde saskindim. Yani bulaniklik ve belirsiz bitti ve genelde bir kitap sonunda beklediğiniz tüm taşların yerine oturma durumu bu kitapta olmadığından bir nebze hayal kırıklığı yaşadım. Çünkü kim gerçek kim değil, ne kadarı gerçek ne kadarı değil, kahramanımıza ne oldu, annesi nerede, Sylvie kim gibi bir sürü soru ile kitap bitiverdi. Kitap bir çocuğun küçüklüğünden büyümesine kadar geçen süreçte en yakını olan babaannesi ile ilişkisi, babaannesini mutlu etmeye çalışan kahramanımızın babaannesinin normalligi sevmemesi ve uçlarda olan şeylerden zevk alması nedeni ile önce küçük küçük ardından devasa yalanlarla yaşamını hatta yaşamlarını sekillendirmesi anlatılıyor. Yalanlar bir yerden sonra öyle bir noktaya geliyor ki normal hayatları tamamen ters yüz oluyor ve kahramanımız bunu yalnızca ses kayıtları ile radyo haberleri gibi babaannesine sunuyor. Yalnızca kendi hayatlarını değil tüm dünyayı spordan siyasete kadar yeniden kurgulayan kahramanımız bir süre sonra tamamen gerçekten koparak gerçekleri anlayamamaya başlıyor. Eğlence ve iyi bir niyetle başlayan yalanlarin kahramanımızın hayatını nasıl tükettiğini her sayfada adım adım görüyorsunuz. Hem üzücü hem öğretici ve yer yer de mizahi öğelerle sürükleyici bir hal alan kitap hacim olarak fazla değil ve son kısmı ile de bir o kadar şaşırtıcı olduğundan hızla bitiyor. Her ne kadar bir bitmemislik, eksiklik duygusu ile kitabı kapatsaniz da yazarın başka kitapları ile de tanışmak istiyor insan. Teşekkürler Zelter ve hoş geldin yeni kitap.

Yalanın ErdemiJoachim Zelter · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022180 okunma

·

273 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gizem Yaşar