Neden?İlk incelememe hoş geldiniz diyerek başlıyorum :)
Oğuz Atay' ı sanıyorum ki Bin Kitap'ta bilmeyenimiz yoktur. Eserlerini okumayan okurların bile aşina olduğu hatta ileri gidip adına sahte alıntılar paylaşabildiği kıymetli bir yazarımız kendisi.
Benim açımdan ne yaşadığı tarihte ne de şu an tam olarak anlaşılabilmiş ve gereken önemin verildiği bir yazar değil ne yazık ki. Zaten günlüğü tutmaya da bu şekilde başlıyor. Dinlenmediğinin, en azından istediği şekilde dinlenmediğinin farkında olarak...
Benim Oğuz Atay ile asıl tanışmam ise seneler önce okuduğum ve beni sarsan Tutunamayanlar kitabı sayesinde gerçekleşmişti.
Bu kitabımızda da Atay sık sık bundan önceki eserlerinin karakterlerine atıfta bulunacak. Mesela Selim Işık ile benzer sonu paylaşabilecek olma kuşkusu ile başlayacak kitabımız. Minik bir uyarı: Eğer diğer kitapları henüz okumadıysanız ve okumayı düşünüyorsanız bu kitaba başlamamalısınız. Çünkü kitap bana bir günlükten çok Atay' ın eserlerini, eser karakterlerini ve onların ruhsal çözümlemelerini planladığı taslak defteri gibi geldi. Başlarken bunu bilmediğim için ve kitabı yarım bırakmak istemediğim için okumaya devam edip diğer kitapların olay ve kişi örgüsünü keşfetmiş oldum :(
Atay' ın kitaplarında gerçek nerede başlar ve nerede biter bazen kavramak çok zordur.
O dönem için alışılmışın dışında yazan Atay bu eserinde edebiyatımızı değerlendirip, toplum tahlili yapmaktan da kaçınmıyor. Çoğu benim de başarılı bulduğum tahlillerdi.
Tüm bu genel bilgilerin yanı sıra Oğuz Atay' ın günlüğünü okurken hayran olmamak imkansız. Gerçek bir edebiyatçı, gerçek bir fikir insanı...
Kitaplarını yazarken en ince ayrıntıya kadar düşünmesi, insanlardan da aynı hassasiyeti beklemesi, kitap okumaya devam edip edebi kimliğini besliyor oluşu... Sağlam bir yazarın temeli nasıl oluru yaşıyorsunuz okurken.
İncelemeyi Oğuz Atay' ın başlarken kullandığı cümlenin ağırlığını içimde hissederek bitirmek istemiyorum.
"Kimse dinlemiyorsa beni -ya da istediğim
gibi dinlemiyorsa- günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar! Sonunda, bana, bunu da yaptınız."
Yıllar sonra ben soruyorum, ona bunu neden yaptılar? Anlaşılmasını yıllar sonraya nasıl bırakabildiler?
İyi okumalar.