Gönderi

- kaç yaşındasın? - yirmi altı. - nerede çalışıyorsun? - makine aksamı üreten bir fabrikada. - işe mi gidiyorsun? - hayır. İşten geliyorum. - ağır mı işin? - nasıl yazar olabilirim? İki soru da havada asılı kalıyor. Ne ben işinin ağır olup olmadığını öğrenebiliyorum, ne o nasıl yazar olunabileceğini. Aklıma Jack London' ın Martin Eden romanı geliyor. Dok işçisi Martin. Neden bu fabrika işçisi de yazar olmasın! Fakat Martin' in Ruth'u vardı uğruna her şeyi göze alacağı. Ona ulaşmak için sarp kayalıktı yazmak. Gecelerce uykusuz ve aç kalmaya değerdi; binlerce kelime ezberlemeye, yüzlerce kitap okumaya, onlarca derginin kapısını çalmaya. Bu genç adamın Ruth'u var mıydı?
··
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.