Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

SONSÖZ Bu hayatta hep bir şeyleri affetmeye, temizlemeye çalıştık. Birçok eğitime, seminere gittik. Birçok şey öğrenmeye çalıştık. Bunları ben de yaptım. Ne hikmetse vaktiniz gelmeden açılamıyorsunuz, gemi limandan çıkmıyor. Aslında herkesin bir vakti var ama dikkat etmemiz gereken şudur: Vakti geçenler de var... Niyet ediyorum, vakti geçenlerden olmayasınız. Bir an önce ne kadar değerli olduğunuzu, kim olduğunuzu hatırlayanlardan olmanızı niyet ediyorum. Her kime giderseniz gidin, ne ben ne de bir başkası hangi tekniği kullanırsa kullansın, sizin uyanmaya niyetiniz yoksa hiçbir işe yaramaz. Sizi, sizden başka hiç kimse kurtaramaz. Halen geçmişe takılı kaldıysanız, "Ban haklıyım!" çabalarındaysanız, halen daha suçlu arıyorsanız, üzgünüm ki hiçbir şey işinize yaramaz... Sadece bu dünyada oyalanır durursunuz. Siz oyalandıkça, enerji alanınızdaki birçok negatif varlık sizin enerjinizi kullanır ve sizin üzerinizden tekâmül eder. Gün geldiğinde bir bakarsınız ki arafta kalmışsınız. Hayatınızı feda ederek güzel şeylere ulaşamazsınız. İşin sın kendinize değer vermenizdedir. İçinizdeki sonsuz ve sınırsız hoşgörüyü, sevgiyi coşturmanızdadır... Şunu unutmayın: Aslında affedecek bir şey de yok. Çünkü kötü insan yok; kötü eylemler var. Sizi derin uykunuzdan uyandırmak için gelen sert darbeler var. Uykunun içindesiniz ve oyalanıyorsunuz. Kavgamızla, rekabetinizle, hırsınızla oyalanıyorsunuz. Halbuki bu dünyanın bolluk ve bereketi hepinize yeter. Fazlasıyla yeter. Bir insana "Seni seviyorum!" demek kadar güzel bir şey yoktur. Bugüne kadar kırıldıysak, beklentilerimizden kırıldık. Başımıza ne geldiyse alinganlıklarımızdan, beklentilerimizden geldi. Kendinize dürüst olma vaktiniz gelmedi mi? Bu kitapta okuduklarınızı uygulamaya geçirmezseniz, hiçbir işinize yaramaz. Oturarak başarıya ulaşan tek canlı tavuktur. Artık hareket edin! Kendiniz için bir şey yapın. Tekrar söylüyorum, sizi sizden başka kimse kurtaramaz! Bedenlerinizi yıllarca başkalarına köle olarak kullandırdınız, hırslarınız için kullandınız. Ne geçti elinize? Çok zengin olmak, popüler olmak sizi mutlu etti mi? Sadece Rabbinize olan yolculuğunuzu geciktirdiniz. Size "Güzel yaşamayın, bir şeylere sahip olmayın..." demiyorum. Ama gün gelip bu emanetleri teslim edeceğinizi ve bu teslim gününün de belli olmadığını unutmayın. Bunu hatırlatmak istiyorum. Güzel düşünün ve Rabbinize sığının. Beş duyu organınız, bugün bir mesaj bombardımanı altında. Sürekli sana ne yapacağını söyleyen iletişim araçları var. Ama Rabbinize bağlanmadığınız durumda, dış kaynaklar sizi sürekli yönlendirmeye devam edecektir. Bilinçaltınızı temizleyip bağımlılıklarınızı bırakmadığınız sürece bir şekilde yönetiliyorsunuz ve bunun farkında değilsiniz. Siz kendinizi hatırlamadığınız sürece, kimse sizi hatırlamaz. Kendi içinizdeki sevgiyi coşturmazsanız, dışarıdan tablet gibi alamazsınız. Alsanız da yetmez! Bir kısmımız bu hayatta bencil, bir kısmı ise başkaları için yaşadı. Ama tamamını verme dönemi bitti. "Bir sana, bir bana" dönemi başladı. Paylaşma dönemi başladı. İnsanoğlu ilişkiler sınavını geçemezse hepimizin gerçekten vay haline! Ben mutlu olmayı hak ediyorum. Aynada gözlerime baktığımda, derinlerdeki acıyı görebiliyorum. O acının orada ne işi var? Gönderiyorum... Kendinizi çocuğunuza, eşinize feda ederek mutlu bir aile hedefliyorsunuz ama sorun bakalım, onlar bunu mu istiyor? Kendinizi feda ederek onları mutlu edebildiğinizi mi düşünüyorsunuz? Belki de başka yolunu bilmediğiniz için feda olma yolunu seçiyorsunuz... Fakat yanılıyorsunuz! Hayatınızdaki insanlar, para, zenginlik vs. istemiyorlar. Sevildiklerini görmek istiyorlar. Para değil, baba, anne ilgisi istiyorlar. Baba ve annelerini mutlu görmek istiyorlar. Atalarımızdan yeterince sevgi alamamış olabiliriz. Bunu deneyimlememiş olabiliriz, kimse göstermemiş olabilir ama bu,olmadığı anlamına gelmez. Çocuklarınızla, anne, babanızla iletişim kurarken, onlara sevdiğinizi söyleyin. Sevgi her şeyin ilacıdır... Başımıza ne geldiyse sevilmediğimizi düşündüğümüzden gelmedi mi? Paslı, büyük bir kale kapısı varmış. Birçok asker o kapıyı zorlanarak açıp kapatabiliyormuş. Bir gün yaşlı bir bilge gelmiş ve kapının menteşelerine birer damla yağ damlatmış. Artık kapıyı bir çocuk bile açabilir olmuş. Yaşlı bilge şöyle demiş: "Sevgi de işte bu bir damla yağ..." Hayatınızda zor giden birçok işinizde, olayda, itelemek, zorlamak yerine bir damla yağı eksik etmeyin. Sevgiyi mutlaka içine koyun. O bir damla sevgi yağını önce kendi paslanan kalbinizin kapılarına, sonra etrafınızdaki insanlara damlatın. Annenize sarılın ve ona değerli olduğunu söyleyin. Babanıza sarılın ve ona değerli olduğunu söyleyin. Bu dünyada değilse de ona kalbinizle seslenin. Emin olun, mesajınız ona ulaşacaktır. Kardeşinize sevdiğinizi söyleyin, başarısını takdir edin. Kimseyle yarış içinde olmayın. Kendinizle de, başkasıyla da yarışarak bir yere ulaşamazsınız. Rekabet sadece sizi tüketir. Herkes dostunun üzüntüsüne üzülebilir ama mutluluğuna sevinebilmek bir erdem ister. Siz de dostunun mutluluğuna sevinenlerden olun. Birçoğumuz yalnızlıktan şikâyet eder ama Rabbiniz şah damarınızdan daha yakınsa hiçbir zaman yalnız değilsinizdir. Kalbinizde aşk, sevgi varsa, herkesi olduğu gibi kabul ettiyseniz, yalnız değilsiniz. İlişkinizde, karşınızdaki kişiyi jestlerle, hediyelerle, ilgiye boğarak elinizde tutmaya çalışmayın. Bırakın telepati ile hissetsin bazı şeyleri de... Gönül dili ile anlasın. Yaratılmış her zerreyi seviyorum. Hayatımdaki insanları seviyorum. Varlığımı seviyorum. Kendi varlığıma sevip değer verdikçe, hayatımdaki birçok kişinin de bana aynı şekilde davrandığının farkındayım. Ben kendime ne yapıyorsam, insanlar da bana aynı şeyi yapıyor. Takıntılarınızı bırakın. Özellikle de cinsellikle ilgili tabularınızı bırakın. Artık cinselliğin keyifli olduğunu, karşı cinsle yapılan güzel bir paylaşım olduğunu kabul edin. İki bedenin birbirine temas etmesinden daha güzel ne olabilir? Hele de birlikte, uyum içindeyseniz... Bunu yaşamaktan, mutlu olmaktan utanmayın. Hayatın her anını seviyorum. Rekabeti bıraktım, hırsları bıraktım, keyfim yerinde. Çünkü artık hiç kimseyi değiştirmeye çalışmıyorum. Bu hayattaki en güzel duygulardan biri bu... Kendimden başlayarak herkese dua ediyorum. Bir yanlışlık gördüğümde uyarıyorum. Eğer o yanlışlık bir başka canlıya zarar veriyorsa, bunu görmemezlikten gelmiyorum. Ya düzeltmek için çalışıyorum ya da o yanlışı, o konuyla ilgilenen makam ve mercilere bildiriyorum. Çünkü bir yanlışı görmezden gelmek de ona dahil olmaktır. İçinizde kendinize, ailenize veya topluma olan kırgınlıklarınız, yargılarınız, öfkeniz varsa hemen bırakın. Siz ne gönderiyorsanız, o size geri döner. Ülkemi, yaşadığım dünyayı, insanlarımı seviyorum. Hepimiz sevgiyle "bir" bütünüz... İyi ki varız... Bolluk ve bereketi hayatıma çağırıyorum. Eğer şu an bir bardak su içiyorsam, bir yemek yiyebiliyorsam, sağlıklıysam ve nefes alabiliyorsam; etrafımda benimle birlikte gülen ailem, dostlarım varsa, bu gezegendeki en zengin insan benim. Bunun için de Rabbime sonsuz, sınırsız hamdolsun. İşte zenginlik budur; bu bolluktur... Daha fazlasını yapmaya çalışmak, imparatorluklar kurmaya çalışmak sadece korkudur. Onlara sığınmaya çalışmak sadece korkudur. Her zaman kendi bedeninizle mutlu olun. Siz aynada bedeninizle ilgili ne kusur görürseniz, herkesin de enerji boyutunda dikkatini oraya çekeceğinizi her zaman hatırlayın. Siz bedeninize nasıl bakıyorsanız o enerji de sizden başlayarak etrafınıza yayılacaktır. Siz kendi kusurlarınızla uğraşarak, başkalarının sizde kusur görmesini sağlıyorsunuz. Ben, kendimde kusur gördüğüm birçok şeyi sevmeye başladığımda, insanların da beni sevmeye başladığını fark ettim. Ben kendime nasıl bakıyorsam insanlar da öyle bakıyor. Ben kendime nasıl değer veriyorsam insanlar da öyle değer veriyor. Sen kendine değer vermezsen, hangi tekniği uygularsan uygula,insanlar sana değer vermeyecek! Kendine dürüst olmazsan, etrafında dürüst insan bekleme! Aynada o gözlerine bak ve dünyadaki en güzel gözlere şöyle seslen: "İyi ki varsın! Seni çok özledim. Geçmişimi affediyorum. Kendimi affediyorum. Yaşadığım her şeyi affediyorum. Kendi iyiliğim için, soyumun iyiliği için, hepsini affediyorum. Bu dünyada aslında affedilecek bir şey de yok. Onu da kabul ediyorum. Yaşadığım şu ana, aldığım nefese odaklanıyorum." İnsanlık büyük bir oyun içerisinde, uykuda! Uykuda olduğunu fark ettirmemek için sürekli "andan" uzaklaştıracak olaylar yaratılıyor. Eğer "ana" odaklanabilirseniz, içinde bulunduğunuz oyunu hissetmeye başlayacaksınız. Şu anda yaşarken, kafanızda birçok düşünce ile boğuşuyorsanız, uyanık olduğunuzu sanırken uykunun en derinindesinizdir. Yaşadığınız anın kıymetini bilin. Şükretmek için bir bolluk, bir ödül beklemeyin. Bir nefes aslında bu hayattaki en büyük bolluk, bir bardak su, bu hayattaki en büyük zenginliktir. Kaybetmeden kıymetini bilmeyi Allah hepimize nasip etsin... Niyetim kimseye akıl vermek değil. Bütün çabam ziyan olmuş veya olmak üzere olan yaşamları uyandırmaya çalışmak. "Anda" kalmayı deneyimleyen her kul, doğrudan Rabbine bağlanmayı da deneyimler. Uyanın ey güzel insanlar! Hepimizin hayatları ziyanda... Hepimiz aynı gemideyiz ve aym yōne gidiyoruz. Üzgünüm ki bu dünya ne sana ne de bana kalmaz... Lütfen, internet sayfamızdaki yazılanı, videoları, paylaşabildiğiniz kadar, herkesle paylaşın. Sesimizi duyurmakta, daha çok canlıya dokunmakta, daha çok insanın şifalanmasında lütfen bize yardım edin. Seminerlerimizde, yaptığımız çalışmalarda her şey, bizden başlayarak bütünün hayrına olsun. Uyanın ve kim olduğunuzu hatırlayın. Sizi seviyorum. Sizde şifalanan her parça, benim içimde göremediğim karanlık bir parçayı şifalandınıyor. Sevgi ve aşkla hep birlikte şifalanmaya niyet ediyorum.
·
1 artı 1'leme
·
244 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.