Gönderi
Zweig' ın diğer kitaplarından çok daha farklı olduğunu ilk sayfalarda anlıyorsunuz. Yahudiler için kutsal emanet olan yedi kollu şamdanın öyküsünü anlatırken bir yandan da Yahudilerin dünya üzerinde ezeli ve ebedi (!) göçebeliğinin altını çiziyor yazar. Normalde Yahudilere karşı çok iyi hislerim/ düşüncelerim yok, ama Zweig gibi bir yazarın perspektifinden o geleneğe eğilmek, görmek de ilginç bir deneyim. Kendisi ve eşi zaten ikinci dünya savaşı sırasında umutsuzluğa kapılıp beraber intihar etmişler, bunu da bilerek okumak biraz dokunuyor. Azınlık olmanın, hep korkuyla yaşamanın, sahipsizliğin kitabı gibi. Şu anda içinde bulunduğumuz durumu düşününce mazlumun ne kadar kolay zalime dönüşebildiğini hatırlayıp ürperiyorum.
Kitabı bitirdiğimde yeniden güncellerim. Buralardan da epey uzak kaldım, kitap okudum ama becerip bir türlü incelemelerini yazamadım okuldaki tempo yüzünden. Yavaş yavaş geri dönmeyi planlıyorum. O zamana kadar sevgiler, sanatla kalın
·
27 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.