Gönderi

·
Not rated
Zehrolmak: Hoşça vakit geçirmek, zevk almak umulurken üzüntüyle karşılaşmak
... Yarım kalmış hikayeye yinede birşeyler yazmalıydım. Bu 'güzel olan'a saygımdan, teveccüh gösteripte yazdığı cümlelerinin hatrınadır. Kötü bir başlangıç yapıp, belkide ileride güzel nihayete erecek bu kitabı istemeyerekte olsa yarıda bırakmış oldum. Sanırım Zehra ile pek denk olamadık. Sebebini sorsan, Zehra söylemez idi. Ben kitapların denkliğine inanırım. Bazen doğru zamanda bir kitap denk gelir, bütün güzellik kavramlarınız altüst olur ve o artık sizin yaşam öykünüzdür. Bazende şansı kendiniz zorlamalıydınız. Üç yapraklı yoncaya, diğer bir yoncadan ek bir yaprak koparıp boşluğa yapıştırır ve dört yapraklı yonca elde ederdiniz. Bu, eğer ki bir yoncaya, uğura denk geldiniz mi onun için çabalamanız ve ömrünüz boyunca mutlu sürecek bir yaşam için bu uğurda tuhaflıkları dahi göze alıp, emek sarf etmeniz gerekliliğindendir. Peki gerçek nedir? Dört yapraklı yoncaya sahip olduğumuz mu yoksa hile ile asla sahip olamadığımız mı? Güzel duyguları, küçük bir yalan dahi örtüyor olsa bu hile midir? Bence bu utanmaktır, mahcup olmaktır; çünkü hakikat herşeyi ayağınıza getirmez, bu uğurda katlandığınız çileleri gizlemeniz ve o, aslında hep dört yapraklı yonca olmuşcasına 'iyi uğur' a inanmanız gerekir. Ne derler: Kader gayrete aşıktır. Kitabın içeriğine dönecek olursak, oldukça amatör yazılar silsilesi ile karşılaştım. Daha ilk olay örgüsünden bunun farkına varıyorsunuz. Yazarın henüz 31 yaşındayken hayatını kaybetmesi, 1890'lı yıllar gibi erken dönemde yazılması ve Günümüz Türkçesine uyarlamada oluşan dil kayıpları tabiki bunda oldukça etken. "İlk gerçekçi roman" denemesi olan bu eser, kıskançlığı konu ediniyor. Kıskanç Zehra! Çok ironik. Bir erkek var, türlü zamparalık peşinde daldan dala konup, karısını hizmetçisiyle aldatıyor, aynı evin içinde bir de ondan çocuk yapıyor, hizmetçilikten hanımlığa getiriyor ama yazara sorsan kıskanç Zehra. Hangi kafayla veya nasıl bir dönemde yazıldığını bilmediğim bu eserde herşey çok çabuk oldu bittiye getirilmiş. Olayın herhangi bir gelişim süreci yok. Bilmem kadın okurlar kitabı nasıl karşılar. Öyle zannederim ki, okumuş olduğum 49 sayfa boyunca adam en az on kez ölmüş olurdu. Ama yemekte zehirlenerek ama uykusunda uyurken, hatta her şekilde. İşin latifesi bir yana, ben pek haz alamadım bu yüzden okumayı bıraktım. Belki de sorun benim yaklaşımımdaydı. Umarım ki Zehra, daha kıymet bilen eller tarafından özen göstenerek okunur, yeni yeni anlamlar doğurur yada okura göre zehrolur...
Zehra
ZehraNabizade Nazım · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202411.5k okunma
·
107 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.