"Ben unutulmak istiyorum. Bilinmezlik. Evet, o iyi olurdu. Eğer insanlar bu sözleri okursa, bilsinler ki güç ağır bir yük. Onun zincirleri tarafından bağlanmamay arzulayın."
"Dostlarım, trajediniz içinde yalnız değilsiniz. Tıpkı sizler gibi olan milyonlar var. Ve onların da size ihtiyacı var. Ben dilenmeye gelmedim, hayatımızda ondan yeteri kadar var"
Her neyi adlandıradursun oldukça ağır bir kelimeydi, aşk... Bu sebeple onu en iyi bildiğim yerlerde, doğa da okumaya karar verdim. Huzurlu bi deneyim oldu. Kitap için inceleme yazacak mıyım, hayır...
"Kaç yaşında olursak olalım , bağımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün. Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa, yazık. Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli."
"Şeriat der ki: "Seninki senin, benimki benim."
Tarikat der ki; "Seninki senin, benimki de senin."
Marifet der ki: "Ne benimki var ne seninki."
Hakikat der ki: "Ne sen varsın, ne ben."
...
Yarım kalmış hikayeye yinede birşeyler yazmalıydım. Bu 'güzel olan'a saygımdan, teveccüh gösteripte yazdığı cümlelerinin hatrınadır. Kötü bir başlangıç yapıp, belkide ileride güzel nihayete erecek bu kitabı istemeyerekte olsa yarıda bırakmış oldum. Sanırım Zehra ile pek denk olamadık. Sebebini sorsan, Zehra söylemez idi.