Gönderi

TERÖR PLANLANIYOR Rusya istila edilirken hiçbir sınır tanınmayacaktı. Hitler, general­lerinin bu gerçeği çok açık olarak anlamalarını istiyordu. Üç silahlı kuvvet başkanlarını ve kıtada bulunan bellibaşlı komutanları daha 1941 Mart'ının başında bir toplantıya çağırmış ve bu seferin kanununu koymuştu. İşte Halder'in toplantıda aldığı notlar. "Rusya'ya karşı açılacak savaş (dedi Hitler) şövalyelikle yürütülecek: bir savaş olmayacaktır. Bu kavga bir ideoloji ve ırk ayrımı kavgasıdır ve şimdiye kadar görülmemiş, merhametsiz ve amansız bir sertlikle yürütülecektir. Bütün subaylar günü geçmiş ideolojilerden kurtulmalıdırlar. Bu biçimdeki bir savaşın gerekliliğini siz generallerin anlamayacağını bi­liyorum ama Verdiğim emirlerin harfi harfine yerine getirilmesinde ısrar ediyorum. Komiserler Nasyonal Sosyalizmin tam karşıtı ideolojiye sahip­tirler. Bu bakımdan komiserler tasfiye edileceklerdir. Uluslararası kanunları bozan Alman askerleri ... Affedileceklerdir. Rusya Lahey anlaşmasını girme­miştir, bu bakımdan anlaşmanın sağladığı haklardan yararlanamaz.• "Komiser Emri" denen emir işte böyle çıkartıldı. Alman general­lerine Nürnberg mahkemesinde, savaş suçlan işlemeleri için Hitler'in verdiği emirlere mi yoksa kendi vicdanlarının seslerine mi. boyun eğmeleri gerektiği gibi büyük bir ahlak sorunu sorulduğunda bu emrin çok sözü geçti. Feld-Mareşal Von Manstein, Nümberg mahkemesinde, sanıklar yerinde, Komi­ser Emrini anlatırken şunlan söyledi: "Askeri kavramlanmla göreve itaat duygum arasında kendimi ilk defa bir çatışma halinde buldum. Fiilen iıaaı eımcm gere­kiyordu, ama bir asker olarak bu gibi şeylerle işbirliği yapamazdım. O sındı görevli bulunduğum ordu grubundaki komutana ... Bir askerin şerefine oymayan böyle bir emri yerine getiremeyeceğimi söyledim. Ama bütün tanıtlar, emrin geniş çapta uygulandığını gösteriyordu. Halder'in sonradan haurladığına göre, generaller bu emre kızdılar ve toplanu biter bitmez başkomutanları Brauchitsch'in yanına çıkıp itirazlarını bildirdiler. Yüreksiz Feld-Mareşal* "Emrin bugünkü şekline karşı mücadele edeceğini" generallere vadetti. Brauchistch'in, sonradan, ordu subaylarının "bu gibi emirleri hiç bir zaman uygulaya­mayacağını" yazılı olarak OKW'ye bildirdiğini Halder yeminle beyaiı etmiştir. Ama gerçekten Brauchitsch bunu yapmış mıydı? Kendisi Nümberg'de doğrudan doğruya yapılan sorgusu sırasında, Hitler'e karşı böyle bir çıkışta bulunmadığını kabul etti; çünkü, dedi, "aklına koyduğu şeyi kimse değiştiremezdi." Ordu Başkanının bütün yaptığı şey, mahkemede verdiği ifadeye göre, yazılı bir emir çıkartmak ve bu emirde "Ordu disiplinine, geçmişte uygulandığı biçimde ve geçmişteki yönetmelik gereğince tamamiyle uyulmasını" istemek oldu. Nümberg mahkemesinin sert başkanı Lord Justice Lawrence, Brauchitsch'e şu soruyu sordu: "Komiser Emrine doğrudan doğruya değinerek hiç bir emir verdiniz mi?" Brauchitsch, "Hayır" cevabını verdi. "Emri doğrudan doğruya yü­rürlükten kaldıramazdım" 13 Mayıs'ta Führer adına General Keitel'in çık.ardığı yeni emirler, eski Prusya geleneğine bağlı ordu subaylarına yeniden vicdanlarıyla çatışma fırsaunı verdi. Emirlerden birinde Alman askeri mahkemeleri­nin görevi sınırlandınlmışu. Daha ilkel kanunlar uygulanacaku. ""Düıman sivillerince işlenece!c. suçlar (Rusya'da) bundan böyle, yeni bir emre kadar, askeri mahkemelerin kapsamına girmeyecektir. Suç işlediğinden şüphe edilenler hemen subayın karşısına getirllecek­ler-dir. Suçlunun kurşuna dizilip dizllmeyeceğlne subay karar verecekür. Wehrmacht'a dahil olanların düşman sivillerine le.arşı yaptıkları kusur· !ara gelince, yapılan hareket aynı zamanda askeri suç ya da kusur sayılsa bile, yapana ir.aqı kovuşturma açılması zorunlu değildir."•• Ordu, bu gibi kusurlara aldınnayacak ve her olayda "Bolşevikle-_ rin" 1918'denberi Almanlara yapuklarını hatırlayacaku. Alman asker­leri ancak "birliklerde disiplin ya da güvenliğin sürdürülmesi için bu gibi tedbirleri gerektirdiği hallerde" askeri mahkemelere verileceklerdi. Emir şöyle bitiyordu: "Ancak Yüksek Komutanlığın siyasi görüşlerine uygun hükümler tasdik edilecektir" .76 Emir "çok gizli tutulacak"u. * Keitel'in Hitler adına imzaladığı aynı tarihli ikinci bir emirde, Rusya'nın siyasi yönetiminin hazırlanmasında Himmler'e "özel görev­ler" veriliyordu. Bunlara, "birbirine düşman iki sistem arasında yapı­lacak kavgadan doğacak görevler" deniyordu. Nazi gizli polisinin sadist adamı "kendi sorumluluğu altında," Ordudan "bağımsız" olarak çalışa­caktı. Himmler'in "özel görevler"e tayin edilmesinin ne demek olduğunu generaller çok iyi biliyorlardı. Ama Nümberg'de bunu inkar ettiler. Ayrıca Himmler, Rusya'da işgal edilmiş yerlerde çalışmaya başlar başlamaz buraları dış dünyaya kapaulacaku. Hitler "hükümet ve partinin en yüksek şahıslarına bile" buralara girip bakmalarına izin ve­rilmemesini istiyordu. Aynı emirde Goering "ülkenin sömürülmesi ve iktisadi varlıklarının Alman sanayiinin işine yarayacak şekilde ele geçirilmesi"· işleriyle görevlendiriliyordu. Hitler bir emirde aynca aske­ri harekat biter bitmez Rusya'nın "ayn ayn hükümetlere bölüneceğini" söylüyordu.78 Bunun nasıl yapılacağını Alfred Rosenberg tesbit edecekti. Nazi­lerin bu sarsak, Baltıklı resmi düşünürü, yukarıda gördüğümüz gibi, Hitler'in Münih günlerindeki akıl hocalarından biriydi. Führer, 20 Ni­san'da kendisini "Doğu Avrupa Bölgesi ile llgili Sorunların Merkezden Denetlenmesi Komisyoneri" tayin etti. Dünya tarihini bile anlamamak: bakımından büyük bir dehaya sahip olan bu Nazi budalası, anayurdun­da hemen şatolar kurmaya başladı. Rosenberg'in o sırada hazırladığı koca koca dosyalar olduğu gibi elimize geçmiş bulunuyor. Bu dosya­ların okunması, Rosenberg'in yazdığı kitapların okunması kadar sıkıcıdır. Onun için dosyalardan uzun uzadıya söz ederek bu kitabın ha­vasını bozmak istemiyoruz. Ama Hitler'in Rusya ile ilgili plan­larından bir bölümü açıkladığı için ister istemez arada sırada onlara da değineceğiz. · Rosenberg, mayısın başlarında, tarihin en büyük Alman istilası dediği harekedn ilk yazılı provasını yapmıştı. Önce Rusya'nın Avrupa bölüm 4 Reich Commissariatlara ayrılacaktı. Rus Polonyası, Ostland denen bir Alman Protektorası; Ukrayna, "Almanya'nın müttefiki ba­ğımsız bir devlet" olacak, zengin petrollere sahip bulunan Kafkasya da bir "Alman Özel Yetkilisi" tarafından yönetilecek ve üç Baltık Devleti ile Beyaz Rusya'da da ileride büyük Alman İmparatorluğuna ilhak edi­lecek şekilde, bir Alman Protektorası kurulacaktı. Rosenberg, kendi söylediğine göre, verdiği kararların, "tarih ve ırk koşullarını" açıkla­mak için, Hitler ile generallerin önüne yığdığı sayısız raporlarının bi­rinde, Baltık'daki bu son durumun uk bakımından massedilebilecek olan Baltıklıların Almanlaştırılması ve "istenmeyen unsurların" atıl­ması yoluyla sağlanacağını belirtiyordu. Litvanya ve Estonya'da "geniş çapta sürgün yapılması öngörülmelidir," diyordu. Sürülenlerin yerlerine Almanlar ve daha çok eski muharipler yerleştirilecekti. "Baltık Denizi, bir Cermen iç denizi olmalıdır," diyordu.79 Ordunun saldırıya geçmesinden iki gün önce Rusya'da yönetimi ele alacak ya.kın iş arkadaşlarına bir söylev verdi: "Alman halkının beslenmesi (dedi) Almanya'nın Doğudaki istekleri­nin başında gelmektedir. Güney (Rusya) topraklan ... Alman halkının bes­lenmesine yarayacaktır. Bu topraklardan elde edilecek ürünlerle aynı zamanda Rus halkının da beslenmesini gerektiren bir neden göremiyoruz. Bunun herhangi bir duygu­dan uzak, kaba bir zorunluluk olduğunu biliyoruz ... Rusları önümüzdeki yıllarda çok zorluklar beklemektedir. " Gerçekten de çok zor yıllar geçirdi Ruslar, çünkü Almanlar mil­yonlarca Rus'u açlıktan nasıl öldüreceklerini önceden iyice planlamış bulunuyorlardı! Sovyetler Birliği'nin iktisadi sömürüsünden sorumlu olan Goe­ring ise bu gerçeği Rosenberg'ten daha açık olarak söylüyordu. Doğu Kurmay'ının 23 Mayıs'ta çıkardığı emirde, Rusya'nın göneydeki kara toprak kuşağından elde edilecek ürünün Rus sanayi bölgelerinde yaşayan halka gönderilmemesi, çünkü bu bölgelerdeki sanayinin ne olursa olsun, ortadan kaldırılacağı bildiriliyordu. Bu bölgelerdeki işçilerle aileleri aç kalabilirlerdi - ya da, başarabilirlerse, Sibirya'ya gidebilirlerdi. Rusya'nın büyük yiyecek ürünleri Almanya'ya gidecekti. "(Emirde şöyle deniyordu) Alman yönetimi, bu yüzden çıkacak kıtlığın sonuçlannı hafifleuneye ve ilkel tarih koşullanna dönülmesini ko­laylaşıırmaya çalışabilir. Bununla birlikte, bu ıedbirler yine de kıılığı önleyemeyecektir. Kara toprak bölgesinden elde edilecek anık-ürünleri ithal ederek halkın açlıktan ölmesini önlemek için yapılacak herhangi bir teşebbüs Avrupa'nın zaranna olacaktır. Almanya'nın savaşa dayanması böylece azaltılmış olacak ve Almanya ile Avrupa'nın ablukaya karşı diren­me gücü yok edilecektir. Bunun açıkça ve kesin olarak anlaşılması gen:­kir."8 1 Bu planlı Alman politikasının sonunda ne kadar Rus ölecekti? Alman Devlet Sekreterlerinin 2 Mayıs'ta yapuğı toplanuda buna genel bir cevap verildi. Toplantı üzerine düzenlenmiş olan gizli bir raporda şöyle yazılı: "Bize gerekli olan şeyleri ülkeden aldıgımız zaman bunun sonucunda milyonlarca insanın açlıktan ölecegi kuşkusuzdur" 82 De­mek ki Goerin'g de, Rosenberg gibi, bu ürünlerin alınacağını söylü­yordu. "Açıkça ve kesin olarak anlaşılmalı" idi bu. Milyonlarca insanın açlıktan ölüme mahkum edilmesini öngören bu inceden inceye düşünülmüş plana, bu güdümlü alçaklığa, bir Al­man, bir tek Alman bile, acaba itiraz etti mi? Rusya'nın yağması için çıkartılan emirlerle ilgili muhtıraların hiç birinde hiç bir kimsenin buna karşı çıkuğını gösteren bir kayıt yok - Komiser Emrinde, gene­rallerin yapUkları itiraz kadar ufak bir direnme bile görülmüyor. Bu planlar yalnızca Hitler, Goering, Himmler ve Rosenberg gibi sapık kafaların ve ruhların yarattıkları yaban ve kötü hayaller değildi. Eldeki kayıtlardan anlaşıldığına göre, yüzlerce Alman memuru da, ılık baliar günlerinin tatlı ışığında, masalannın başında rahat rahat bu konuda çalışmışlar, planların hesaplarını yapmışlar, soğukkanlılıkla milyon­larca insanın nasıl öldürüleceğini gösteren raporlar hazırlamışlardı. İnsanlar açlıktan öldürüleceklerdi. Eski tavuk yetiştiricisi, yumuşak yüzlü Heinrich Himmler de, yine o günlerde Berlin'deki S.S karargâhında, masasının başında oturmuş, gözünde burundan takma gözlüğü, birkaç milyon insanın: daha çabuk ve daha esaslı usullerle nasıl yok edileceğini gösteren planlan inceliyordu. Sovyetler Birliği'nin yağması, imhası, sömürülmesi, halkın kitle halinde öldürülmesi konularında ve bunlarla ilgili planların hazır­lamasında, gerek asker gerek sivil, milyonlarca Almanın gösterdiği il­giden ve çalışkanlıktan memnun kalan Hitler, 30 Nisan'da tarruz gününü - 22 Haziran olarak tesbit etti ve 4 Mayıs'ta Reichstag'da zafer söylevini verdikten sonra Bergchesgaden'in üstünde çok sevdiği büyülü Berghof köşküne döndü; tepeleri henüz karla kaplı olan Alp dağlarının ihtişamına bakarak, generallerine "dünyanın soluğunu kese­cek" dediği yeni ve en büyük zaferini düşünmeye başladı. 1 O Mayıs 1941 Cumartesi gecesi, kendisini iliklerine kadar sar­san ve Batı dünyasındaki insanları olduğu kadar, onu da bir an için savaş düşüncelerinden ayıran garip ve umulmayan haber işte bu sırada geldi. En yakın arkadaşı, Nazi Partisi'nin Lider Yardımcısı, Goe­ring'den sonra kendi yerine geçecek olan adam, 1 92l'den beri kendisini en bağnazcasına izlemiş ve Roehm'ün öldürülmesinden beri ona daha da yaklaşmış olan insan, düşmanla kendi başına görüşmek üzere uçup gitmişti!
132 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.