Saçma gelebilir ama yazarın hangi kitabına başlasam üslubunun, kurgusunun şahaneliğine dayanamayıp bitmesin diye yarım bırakırım. Okudukça girdap gibi beni içine çeker de hızına kapılıp erken bitiririm diye korkarım. Kaç kitabı böyle böyle yarım kaldı.
Bu durumu yine yazarın kendisinden duyduğum bi cümle daha iyi açıklıyor : 'Kitap okumanın olumsuz yanları da vardır elbet, bittikten sonra gerçek dünyaya dönmek zorunda kalırsınız.'
Sanırım bunu yaşamamak için hep erteledim. Keza bu kitabı da aynı şekilde yarım bırakıp, yıllar sonra artık özleyip okumamı tamamladım. Tek tesellim hala okunacak kitaplarının mevcut olmasıdır.
Yazarı üniversite yıllarımda daha henüz hiç bir romanı yokken, Kalküta şiir kitabının söyleşisinde tanıdım, tanıştım. O gün bu gündür peşini bırakmadım. İçimde kalan, isimlendiremedigim, açıklayamadığım birçok duyguyu onun açıklayabildigini gördüm. Kitaplarını okumak, bu sebeple bana rahatlık veriyor. Biri başka bir açıdan, aynı gözle, aynı dünyaya bakıp yorumlayarak yardımcı oluyor gibi.
Romana gelince.. Her açıdan memnuniyet verici bir kitap.. Yer yer İhsan Oktay Anar, bazen de İskender Pala kitaplarını okur gibi hissettirebilir . Sebebi bence romanın geçtiği tarihi mekanlar ve biraz da doğaüstü oluşu. Yine de eğer bu romanın bi kurgusu olmasaydı, sırf cümlelerini okumaktan bile keyif alırdım. Okuması oylesine lezzetli. Şiir yazar gibi özenilmiş betimlemelerle dolu, süslü püslü..
Sonuna gelince başını daha iyi anlayabildiğimiz hikayelerden..Her şey yerli yerine oturuyor, akılda soru işareti kalmadan bitirmenin rahatlığı oluşuyor.
12 renk ve her birine karşılık gelen kavramları bulmanın hikayesi anlatılan..Ve turuncu renge karşılık gelen kavramın 'masumiyet' olması ince bi dokunuş..
Okuyun, seveceksiniz..
"-Roman biterken, turuncu bir yağmur yağacak. Sakın şaşırma!"
Kaan Murat Yanık
Uzakların Şarkısı
·
834 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.