Toplum dışı insanın, kirli gerçekliklerini konu alan bu eserde sevgiden çok uzak, günübirlik yaşayan, alkolizmin kucağında pışpışladığı, hiçbir toplumsal etiğe ve ahlaki normlara uymayan, birbaşına, savruk, belli bir tarzı olan bu tarzının ekmeğini kadınlarla yiyen faydasız, niteliksiz bir adam. Yaşama dair yazmak ve içmekten başka pek bir tutkusu olmayan ve yalnızlıktan beslenen bir karakterle iç içe kalıyorsun.
Eserde sevgisizliğin yarattığı kimsesizlik, Hank’in hayatındaki koca bir boşluk gibi.