Gönderi

“3 Haziran Pazartesi sabahı, yani 60 yıl önce bugün Vera erkenden uyanır, ama yataktan çıkmaz, sessizliği bozmak istemez... Nazım'ı izler bir süre... Saat 7:30'a doğru Nazım Hikmet kalkar. Her zamanki gibi koşarak kapıyı açacak, posta kutusundan mektupları, gazeteleri alacaktır. Sonra divana uzanacak, onları yutarcasına okuyacaktır. Yanında Vera, aklında memleket vardır... Nazım hızlıca iner aşağı. Kapının zincirini çıkaramaz bir türlü, aralıktan sağ elini uzatır, gelen mektupları ve o günün gazetelerini çekip alır. Yavaşça döner, fakat birden dizleri çözülür, yürüyemez. Can havliyle elini cebine atar, kalp hapını yanına almamıştır. Karısını, Verasını çağırmak ister, ama sesi çıkmaz. Gücü kalmamıştır, kendiliğinden kapanan kapıya dayalı, askılığın oraya yığılıverir. Vera Nazım'ın bu kez geciktiğini farkedip aşağı indiğinde gördüğü tablo şudur “Oturuk, bacakları uzanık, kolları iki yanına düşük, gazete ve mektuplar önüne saçık, mavi gözleri yarı açık…”
·
162 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.