Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Robinson'u sapkın düşünmek gerekir; tek Robinsonluk, sapkınlığın kendisidir." Deleuze'nin Sonsöz yazdığı bu ada romanına Defeo'nun Robinson'undan biraz farklı yaklaşım var. Tournier okuyucularını bambaşka bir serüven romanına çekiyor. İki bölüme ayırabileceğim bu roman için ilk bölümü Robinson'un alabora olan gemisinden ıssız bir adaya düşmesi, bu adada yaşam koşullarına uyım sağlaması, araçlar, gereçler yapması, kurtuluş için mücadele azminin olması ve nihayetinde adayı şekillendirmeye başlaması ile adanın kendisi olma yoluna gitmesi diyebilirim. Asıl bölüm ikinci bölümde ortaya çıkıyor. İlk bölüm de ikinci bölüm için bir temel atma bölümü. İlk bölümde Robinson'un hüküm sürdüğü bu ada, yine Robinson tarafından medenileştirilmeye(!) çalışılır. Kurallar, yasalar, kanunlar koyar Robinson. Dinsel törenleri vardır. Sanki bir toplum içerisinde yaşıyor gibidir. Unutmak istemez. İkinci bölüm Cuma'nın adada yaşamaya başlaması ile başlar. Cuma, ne bir kişi anımsatır ne bir nesne. Bu ismi Robinson ona verirken bu Arakanlı yarı kızılderili yarı siyahi adam tam da Robinson'un aradığı tebaadır. Ve adanın hükümdarı Robinson için bir köledir. Öteki'dir o. Robinson'un adada uyandıktan sonraki ilk eylemi öldürmek olur. Bir tekeye başından darbe aldırarak öldürür. İçindeki savunma içgüdüsü devreye girmiştir. Bilinmeyenin karanlıklığı ve insana verdiği korku, medeni toplumlarda, vahşi yaşamda karşımıza nelerin çıkabileceğini bilmediğimiz, bu yüzden de hazırlıklı olmamız gerektiği öğretilerini hatırlatır. Robinson da ilk içgüdüsünü harekete geçirmiştir. Daha sonra adaya yayılmasıyla, yalnızlığını gidermek için yazma eylemine başlar. Yazmak, kutsal bir hale dönüşür. Cuma'nın adaya gelmesiyle Robinson mükemmmelleştirmek istediği düzeni için aradığı fırsatı bulmuştur. İlk önce kurduğu düzeni bozacağı endişesi taşısa da, kurduğu düzene gerekli tek parçanın eksikliğini hatırlayınca Cuma bir nimet olur. Cuma artık bir köledir. Öteki'dir. Hayvandan insana evrilecek bir canlıdır. Robinson onu her anlamda kullanır. Onunla eğitir, askeri yapar, hizmetini gördürür, çalıştırır ve onu Tanrı'ya bağlı biri haline getirmek ister. Cuma'nın ilk tepkileri kahkaha atmak olur. Her kahkaha Cuma'yı Robinson'un gözünde bir kafir olarak gösterir. Cuma'nın köle konumu ise giderek şekil değiştirir. Kölesine davranış şekilleri ve kölenin verdiği tepkiler Robinson'u düşünmeyi sevk eder. Eylemlerin(in) nedenini sorgular ve böylece köle olan Cuma bir kardeş olarak Robinson'un yanında yerini alacaktır. Robinson kurduğu bu düzeni yıllarcs devam ettirir. Öyle ki mahsur kaldığı bu ada artık onun dünyasıdır. Adadan kurulmasını sağlayacak bir yelkenlinşn gelmesine rağmen Robinson oldupu yerde kalmayı seçer ama artık kardeşi olan Cuma bu yelkenli ile özgürlüğe bilet almıştır. Romanın finalinde her şey yeniden başlayacaltıe. Cuma'nın gidişi Perşembe'yi getirir. Perşembe, yeni maceralar için bu yelkenliden inen bir miçodur. Perşembe ismi ise her şeye yeniden başlayacak olan Robinson'un verdiği addır. Robinson bir devlet mekanizmasıdır bu romanda. İncelenmesi gereken bir kişiliğe sahiptir. Issız ada onun toplum içersinde kazandığı nitelikleri dışa yansıtabileceği bir mekandır ve bu mekânda geçer sözün kendisi olması, kurtuluşu sonrasında düşeceği sosyal konuma göre daha idealdir. Bu devlet mekanizması bir Öteki'ne bağlıdır. Cuma'nın ötekiliği roman boyunca zayıf bir karakter sergilemesine neden olsa da, son bölümde efendisinin zincirlerinden kurtularak özgürce denizlere açılması, kölenin efendisine bağlı olduğu kadar, edendinin de bir köleye mahkum olduğu gerçeğini açığa çıkarır. Perşembe bu bakımdan Robinson için değerlidir. İçimizde bir efendi var köle ihtiyacı güden. İçimizde sakladığımız id'ler gün ışığına çıkmak için adasını arıyor.
Cuma ya da Pasifik Arafı
Cuma ya da Pasifik ArafıMichel Tournier · Ayrıntı Yayınları · 2014163 okunma
·
160 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.