- Silah kullanmasını değil bilmek, silahın yanından bile geçmezdim diyorsunuz. Peki şimdiye kadar hiç silah kullanmadınız mı?
- Yok. Hiç kullanmadım.
- Yine söyleşilerinizde koyu Galatasaraylı olduğunuzu söylüyorsunuz. Bunda bir çelişki yok mu?
Bu kadar amansız bir dava içindeki adamın bu kulüp sevgisi, Galatasaray sevgisi nasıl oluşuyor?
- Gerçekten maçları kaçırmamaya çalışıyorum. Benim çevrem bunu çok yadırgıyor, ama böyleyim.
- Nasıl izliyorsunuz?
- Radyodan izliyorum.
- Heyecanlanıyor musunuz?
- Tabii ve hatta oldukça sorumsuz davranışlarda antrenörden daha fazla tepki veriyorum. Onun kulağından tutup şöyle yapılmalı, diyorurn. Kendimi bu kadar yetki ve hak sahibi görüyorum. Kulübüme bağlılığın gereği olarak.
- Peki nereden geliyor bu kulübe bağlılık?
- Ortaokuldan beri, sanırım bunda oyundaki adamların rolü var. Hatırlatma yapayım Metin Oktay abimiz sporda onurun temsilcisi idi. Onun o stili ve topa vuruşu harikaydı. Bir güzelliktir değil mi? Ben bu güzelliğe aşık olmuşum ve bu futbolu biraz bu temelde değerlendiriyorum.
- G.S. gol atınca, yerinizden fırlayıp heyecanla "Gol" diye bağırabiliyor musunuz?
- O sevinci yaşayabiliyorum ve o gün moral yükselmiş bir şekilde faaliyetlere geçiyorum.