Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
En büyük delilik, bir deliliğe sahip olmamaktır. Spoiler olmadığına eminim.
Girit te doğmuş aslında bizim komşumuz olan Yunan yazar Nikos Kazancakis yaşadığı dönem içinde düşüncelerinden dolayı kilise tarafından aforoz edilmiş ve çok zaman kitapları yasaklanmıştır. Kazancakis, Zorba adlı şaheserini 1946 yılında kaleme almıştır. 1964 yılında ise Yunan yönetmen Mihalis Kakoyannis tarafından sinemaya uyarlanmıştır. Zorba, Kazancakis için hiç şüphesiz bir dönüm noktasıdır. Genel itibarıyla diyaloglar üzerinden anlatılan roman okuyucuya yeni bir hayat felsefesi sunmaktadır. Kazancakis, uzun yıllar boyunca kitabın ilk başında da yazdığı gibi; Buda, Bergson, Homeros, ve Nietzsche gibi ruhların etkisi altında kalmıştır. Son olarak Zorba ile bu ruhların etkisinden kurtulup kendi gerçekliğini ortaya koymayı amaçlamıştır. Kazancakis, aslında bir çeşit Zorba ve Nietzsche etkileşimi içerisinde bir roman yazmıştır. İsa’nın ve Buda’nın karşısına Nietzsche’yi çıkarmış ve onları birbirleriyle çarpıştırarak yeni bir değer yaratmaya çalışmıştır. Bu kutsal üçlünün karşısına da bizzat kendi ruhundan izler taşıyan Zorba’yı yerleştirmiştir. Öyle ki Zorba, sanatın, felsefenin ya da okuryazar insanın temsil ettiği bir ruhtan daha ziyade, yaşamın içindeki ateşten beslenen özgür bir ruhtur. Bu yüzden belli kuralları ya da öğretileri yoktur. Tek amacı, yaşamı olabildiğince özgürce yaşamaktır. Zorba karakteri şunu söylemektedir; ( İnsanlar -Neden- sorusunu niye bu kadar çok kullanırlar ki -Niye,Neden-diye sormak insana ne kazandırır. Bir şeyi de nedensiz yapıver, belki yaşamının açılımını oradadır, belki de senin ruhunu özgürleştircek olan odur.) Öyle ki en ufak bir huzursuzlukta çareyi İsa’da ve Buda’da arayan bir anlatıcı vardır karşımızda. Oysa Zorba, bütünüyle hepsini yerle bir etmenin amacı içindedir. Bu noktada anlatıcı sürekli mistik güçler ile karşı güçlerin arasında sıkışıp kalmıştır. Çünkü bir tarafta yaşamı bütünüyle olumlayan ruhlar, öteki tarafta ise Zorba gibi tehlikeli bir yaşam tarzını benimseyip, yaşamı birkaç cümlede açıklayan olumsuz bir güç vardır. Dahası bu büyük ruhlar, yaşam karşısında Zorba kadar pratik ve açıklayıcı değildir. Sahip oldukları öğretiler Zorba’nın aykırı ruhu tarafından alt edilir. Zorba, bir oluştan başka bir oluşa geçerek kendini sürekli yeniler: Kimi zaman dans ederek, kimi zaman santur çalarak, kimi zaman ise geçmişte yapmış olduğu hataların ona kattığı yaşanmışlık izleri ile yaşam coşkusunun kaybolmasına asla izin vermez. Bu yüzden Patron gibi kitaplara ya da Tanrı’ya ihtiyaç duymuyor, çünkü yaşamı baştan başa tehlikeli bir derinlikten oluşuyor. En güzel tarafı, bunca yorgunluğa rağmen, yaşamı kendi dilinde olumlayabiliyor olmasıdır. Kurallar, gelenek ve görenekler, onun yaşamı karşısında hiçbir anlam ifade etmiyor. O, sadece özgür olmak istiyor. Öyle ki sonunda çok sevdiği dostundan ayrılıp, kendi yolunda gitmek istemesi de bunun en açık örneğidir. Zorba karakteri hayali bir karakter değildir. Asıl ismi George Zorbas tır. Girit te halihazır da Kazancakis müzesi bulunur, orda fotoğrafı sergilenir. Romana gelen en çok eleştiriler kadınlar üzerinden olmuştur. kadınların aşağılanması, ( Ben katılmıyorum, aksine kadına değeri Zorba karakterimiz çok güzel veriyor ) dul kavramını, cahillik kavramını yüceltmesi gibi ( O kadar okudum gezemedim hayatını göremedim tarzı bir yaklaşım diyebiliriz. ) kavramlar eleştiri konusu olmuştur. DİPNOT: Yazarımız 14 sene boyunca Homeros un Odysseia adlı eseri üzerinde çalışmıştır. Kendince eksik olan bölümlerini tamamlamıştır. Yani hayatını vakfettiği eserlerden bir tanesidir. Romana bir 10 puan daha verebilsem onu da verirdim. Keyifle okudum, hatta okumayı kesmemek için alıntı bile paylaşamadım. :))
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 201516bin okunma
··
504 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.