Gönderi

140 syf.
·
Not rated
Nazizmi desteklediği için kendi halkı tarafından protesto edilmiş ancak bu fikrinden utanmak şöyle dursun ısrarla savunan Knut Hamsun'un edebi eserleri dışındaki seyahat günlüğünü özellikle merak ettim ve bu savunusunun izlerini görmek istedim. Çoğu bölümünde çevirmenin "kulaktan dolma ya da gerçek dışı bilgilere dayanarak" yaptığını söylediği analizlerine dair uyarılar son derece doğruydu. Doğu ve Batı ayrımını bir İskandinav'ın gözlerinden görmek çok da ilginç değildi. Üstelik şahsi görüşüne rağmen edebi kimliğini hiçe sayamayacağımız yazarın Osmanlı'nın son dönemine ilişkin sığ tespitleri üzerinden Avrupa'yı okumaya çalışması ayrıca gülünçtü. Öte yandan İstanbul'a dünyaya iz bırakmış bir gözünden bakmamış. Döneminde Instagram olsaydı influencer'lardan farklı bir bakışı olmazdı sanırım. Araya koymaya çalıştığı esprilere ise hiç gülmedim. Kitabın ikinci bölümünün yazarı olan ve masalları ile tanıdığımız Andersen'e gelirsek...Yoksulluk içinde geçen yaşamından izleri yorumlarında gördüğümüz Danimarkalı yazarın ilk durağının İzmir olması benim açımdan ayrıca hoştu. Diğer yazarda var olan "masalların anavatanı Doğu" imgesinin peşindeki merak Andersen'de de vardı ve biz Doğuluların buna kızdığını tabii ki sözkonusu yazarlar bilmiyordu :) Öte yandan yazarın macerasına Antik Yunan motifleri, Homeros ve şiir imgelerinin eşlik etmesi metne bir akıcılık katıyor ve metindeki betimlemeler kitabın ilk bölümüne göre daha fazla yer tutuyor. Seyahatlerinin arasında 50 yıl gibi bir süre olsa da iki yazarın da ilgisini tütün çubukları ve örtülü kadınlar çekmiş. Döneme damgasını vuran klasik Osmanlı rüşvetçiliği de tahmin ettiğiniz üzere iki yazarda da karşımıza çıkıyor.
İstanbul'da İki İskandinav Seyyah
İstanbul'da İki İskandinav SeyyahKnut Hamsun · Yapı Kredi Yayınları · 2009131 okunma
·
54 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.