Eğitim çocuğun yaratıcılığı, özgünlüğü, soruları karşısında işte bu kadar zalimce tasvir edilmiş kitapta. Tabii 'eğitim' derken okullarda yürütülen planlı programlı öğretim değil bilakis yaşamın ilk gününde başlayan ve kültürlenme sürecini de kapsayan; amacı 'standart bir yetişkin' yetiştirmek olan acımasız, baskıcı toplumsallaşma süreci kastedilmiştir.
Psikanaliz herkes içindir..
Eğer eğitim fakültesi mezunu iseniz veya eğitim bilimleri kpss geçmişiniz varsa bu kitap size çok az yeni şey sunacaktır. Sadece ileri okumalar yapmak veya bilgilerinizi derinleştirmek için okuyabilirsiniz.
Kitapta Anna Freud öğretmen ve ebeveynler için hiçbir pratik bilgi sunmaz ve bunu açıkça ifade eder. Aksine cevaplayamadığı veya çözemediği yeni sorunlar da ekler kafamıza. Öte yandan psikanalizin "eğitimi" eleştirebilecek yeterlikte olduğunu söyleyerek en azından neyi yapmamamız konusunda fikirler sunar. Verdiği teorik bilgilerle çocuğun doğasını anlamamıza yardımcı olur ki anlamak soruyu veya sorunu çözmenin yarısıdır.
Öte yandan çocuk eğitiminde, psikanalizin ortaya çıktığı zamanlardan bugüne eğitim felsefesi ve eğitimde yaklaşımlar olarak eleştirdiği eğitim anlayışından az da olsa biraz daha ileriye gittiğimiz söylenebilir. Eski bir kitap olduğu için başta 'okulun işlevi' olmak üzere güncelliğini yitirmiş bazı bilgiler var.
Psikanaliz ve eleştiriler
Ortaya çıktığı ilk günden günümüze psikanaliz haklı veya haksız olarak birçok eleştiri almıştır buna rağmen eksik, zayıf veya yanlış bulunan yönleri bircok kuramcı/psikolog tarafından geliştirilerek günümüzde halen daha bir psikoterapi yöntemi olarak tercih edilebilmektedir ve insanın halen daha aydınlatılamamış doğasını anlamamıza yardımcı olmaktadır.
Şaşırdığım yerler
• Okula gelen çocuğun sınıf arkadaşları ve öğretmeniyle çatışmaları, kardeşleri ve ebeveynleriyle çatışmasının bir devamı olabilir çünkü sınıf arkadaşlarını bilinçsiz olarak kardeşleri olarak görüyordur. (Ben ikna oldum)
• Öğretmen bazen tehlikenin ta kendisi olabiliyor. Geçmiş yaşantısında çözüme kavuşturamadığı çatışmaları öğrenciyle ilişkisinde yeni bir çatışma olarak gün yüzüne çıkabiliyor. Üstelik öğrenci son derece masumken. Aynısı ebeveynler için de geçerli. Kitapta güzel bir örnek de verilmiş bunun için. Bu yüzden çocuğunuzun öğretmeninin yaşantısı önemli :dd mutlu öğretmen ve mutlu ebeveynler, mutlu çocuklar demektir.
• Şimdiye kadar hep latent döneme girilmesiyle çocuğun anne-babasından kopabildiğinı öğretildik. Halbuki gittiği her ortama ebeveynlerini götüremeyen çocuk onları kişiliğinin bir parçası haline getirerek asla onlardan kopmuyor.
• Ödipal dönem bizim bildiğimizden kat kat fazla dramatik bir şekilde tasvir edilmiş. Yani nerdeyse bu platonik aşk için oturup ağlanabilir :d öyle bir tasvir :d sanki küçük bir çocuk değil de dizilerdeki yetişkin bir erkeğin aşk acısı anlatılıyor :d bir de bayıl istiyorsan küçük çocuk :)