Kaleminize sağlık, ne güzel anlatmışsınız.
Ferhan Şensoy'un defalarca sahnede izleme şansına erişmiş tiyatroseverlerdenim ben de... Bir dönem İstiklal'e her gidişimizde o çok şık tiyatrosunda ne oynandığına bakar, o anda karar verir, kapıdan biletimizi alıp izlerdik kendisini. Çok özgün bir insandı, büyük bir değerdir.
Şu anki TRTnin halini gören gençler belki hayal bile edemez ama biz bu Ferhan Şensoy'un, bu sivri dili ile devlet televizyonunda seyrederdik. Adnan Pazarlama'da, Varsayalım İsmail'de ailece gülmekten geçirirdi bizi. Özal döneminde hızla köşe dönücüler türeyip sosyal hayatımız kökünden değişirken Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı'yı seyreden bakkal komşumuz sürekli "bak, ne kadar doğru söylüyor bu çocuk, ne olacak bizim halimiz?" diye söylenirdi.
Velhasıl, bence çok daha iyileri de yetişiyordur, yetişir, yetişecektir. Ama özgürlük lazım. Özgürlük olmadan hiçbiri olmaz. Benim kuşağım için de değil üstelik; biz bu ve benzeri yetenekleri izleyerek, açık oturum programları izleyerek, kendi doğru-yanlışımıza kendimiz karar vererek yetişebildik çok şükür.
Ama özgürlük talep etmekten vazgeçersek yeni yetişen genç kuşak için hiç ümit kalmaz.