İsmi sizi yanıltmasın. Nazlı Eray'ın ne büyük edebiyatçı olduğunu bilseniz de bu isim bazen yanıltıcı olabiliyor zira. Öte yandan öyle olsaydı pek çok akademik çalışmaya da konu olmazdı sanırım...
Terkedilen bir kadının bohem yaşamıyla başlayan roman, çok incelikli bir absürd komediden büyülü gercekçiliğe savrulurken sonlara doğru sizi sarsıyor. Orada oturmayan aşkı artık çok da önemsemiyor; kah kanadı romatizmalı meleği, kah erkek iade reyonunu ve nice detayı hatırlayarak gülümsemeye devam ediyorsunuz.
Öte yandan metin çok güzel gezi anlatıları ve özgün toplumsal motiflerle sıradışı bir kimlik kazanmış.
71'in baharında, ömrünün baharında katledilen, asla ölmeyecek devrimcilere çaktığı selam da ayrı kıymetli.
Yazan kaleme sağlık...