Türkiye özelinde Marksist perspektifle yazılmış gerçekten değerli bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Dünyada durum nasıldır bilemem, ama özellikle Twitter kullanan ve farklı çevrelerden insanlarla sohbet etme şansı yakalayan bir insan, Türkiye'de çoğu gencin Marksist perspektife dair bir fikrinin olmadığını kolayca fark edebilir, üstelik kendini Marksist olarak adlandıranlar için bile durum böyle. Bizde makaleler ya çok karmaşık yazılıyor ya da çoğu İngilizce olduğu için erişim düşük. Ayrıca, ana akıma ulaşmak ve oradan beslenmek her zaman için daha kolay. Dolayısıyla, bu bihaberliği anlamlandırabilmek de kolay. Tam da bu noktada kitap imdadımıza yetişiyor. Fakat bence, özellikle Atatürk konusunda gereksiz bir öfke krizinin olduğunu düşünüyorum Fikret Başkaya'nın. Atatürk'ü putlaştıranlara olan öfkesini anlamakta zorluk çekmediğim gibi o dönemde yapılanlara yönelik eleştiriye de karşı değilim. Ancak Atatürk'ün kendi kişiliğine bu kadar odaklanması bir çeşit lider kompleksinden mi geliyor, anlamadım. Atatürk'ün sandığı kadar şeytan olduğunu da hiç sanmıyorum, fakat Başkaya'ya göre sanki her şeyi sinsice planlayıp hayata geçiren o ve tüm suçu ona yüklemek lazım. Üstelik, bence dünyada o dönemde neler olup bittiğinden de çok haberdar değil. Bazı bahsettiği olaylar ve anekdotların referansı yok, arkadaş ortamında duyup da yazmış gibi geldi... Bir benzer sorun da Kürt meselesinde karşımıza çıkıyor, orada da çok hırslı bir Kürt halkı varmış en baştan devrime odaklılarmış gibi anlatıyor ama bize aktardığı alıntılar aşiret ağalarının kendi içlerinde çabalarına vurgu yapıyor. Bahsettiği gibi bir Kürt halkı olduğunu sanmıyorum, üç beş aşiret ağasını halk gibi göstermek epey garip geliyor bana, hem de bu aşiret ağaları İngilizlere isterseniz tampon bölge oluruz düşmanlarınız arasında derken... Bir başka mesele de bu Arap alfabesi, Osmanlı'dan bize kalan kültür noktaları üzerinde. Cumhuriyetin kazanımlarının küçümsenmesi bana çok garip geldi. Bir kültürden söz etmesi ve bu kültürün zorla değiştirildiğinden bahsetmesi de öyle. Şüphesiz dediği gibi olmuş, ama bu o kadar da kötü bir şey değil. Ne yazık ki halkı kendi haline bıraktığında değişimin gerçekleşeceğine inanan biri değilim. Nihayetinde her şey ideolojik, bu yüzden tü kaka demek yerine önemli kazanımlarımıza da odaklanmak gerektiğini düşünüyorum. Mutlaka başka detaylar da vardır, benim okurken en çok odaklandıklarım yukarıda yazdıklarımdı. Beğendiğim ve aynı zamanda yadırgadığım bir kitap oldu. İlgilenenlere tavsiye ederim. Dikkatli okumalar.

Paradigmanın İflasıFikret Başkaya · Doz Yayınları · 1996482 okunma

·

188 görüntüleme

Trem

@tremert ·

08 Haziran 2023 23:09

İnceleme için teşekkürler.

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.