Öncelikle bu eser, belki de kurtuluş savaşının başlaması ve devamında gelen türlü zorlukların Anadolu'ya nasıl yansımaları olduğuna dair elimizde birinci kaynak sayılabilecek bir anılar silsilesi. Birinci dünya savaşında, destan yazdığımız Çanakkale Muharebesinde kolunu kaybederek gazi kalan Yakup Kadri'nin Anadolu'nun göbeğindeki köyüne döneceği yolculukla başlıyor. Yazar köyde geçirdiği yaklaşık 3 yılı bir deftere not ediyor ve biz yazdıklarından neler deneyimledigini anlıyoruz. Öncelikle Yakup Kadri, bir entelektüel ve ne olup bittiğinin farkında bir adam. Anadolu'nun batısı yangın yeri iken köylülerin bunu umursamazlığına dikkat çekiyor, düşman işgalcilerin köylüleri birkaç mektup ile kandırarak onlara umut satıyor. Kemal paşaya düşmanlık etmelerini istiyorlar. Düşman hattı köye ilerledikçe kendini düşünen zavallı garip köylü suçu kemal paşada arıyor. Genç gazi subay bu durum karşısındaki hüznünü bircok kez dile getiriyor. Ayrıca köyde yaşadığı bazı olaylar da onu derinden etkiliyor. Özellikle köylülerin onu yabancı görmesi ve "yaban" diye nitelendirmeleri açıkça zoruna gidiyor yazarın. Ve büyük bir yalnızlığa itiliyor. İç psikolojisine de yer veren yazar bunu çok sıkmadan başarıyor, ağır bir üslup takinmadigi için sıkılmadan okursunuz.

YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144,2bin okunma

·

27 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.